Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2020/1076 E. 2020/4068 K. 19.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1076
KARAR NO : 2020/4068
KARAR TARİHİ : 19.11.2020

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Asıl ve birleşen davalarda davacılar … ve … (Kendi adlarına asaleten … adına vekaleten) vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 07/02/2014 ve 03/03/2014 günlerinde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı asıl … tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 43. ve 513. maddelerine göre aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekalet gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulur.
Dosya kapsamından; davacı …’nin Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/741 esas – 2015/1007 karar sayılı, 21/09/2015 kesinleşme tarihli ilamına göre kısıtlanarak kendisine … adlı kişinin vasi olarak tayin edildiği, Uyap’tan yapılan araştırmada; anılan davacının halen … Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunduğu, dolayısıyla davacılar vekili Avukat …’nün, kısıtlanarak vasi tayin edilen davacı …’yi temsil yetkisi kalmadığı anlaşılmıştır.Buna göre; gerekçeli kararın ve davalıların temyiz dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte, anılan davacının hükümlü olması nedeniyle davacılar vekiline yapılan tebligat geçerli değildir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi, bir yıl ve daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağını, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezayı çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğunu düzenlemiş olup, aynı Kanunun 471. maddesinde ise, “özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesi ile kendiliğinden ortadan kalkar” hükmü yer almaktadır.Şu durumda; davacı …’nin, hapis halinin devam edip etmediği tespit edilmeli, hapis halinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda vasi olarak tayin edilen … ’in vesayet görevinin devam edip etmediği araştırılmalı, vesayet görevi devam etmiyorsa yeni tayin edilen vasinin kim olduğu tespit edilmeli, akabinde mahkeme gerekçeli kararı ve davalılar temyiz dilekçesinin davacı vasisine tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın gönderilmesi için geri çevirme kararı verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 19/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.