Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2019/2096 E. 2019/4008 K. 18.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2096
KARAR NO : 2019/4008
KARAR TARİHİ : 18.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 04/09/2012 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı … yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, davalı … Belediye Başkanlığı yönünden davanın HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine dair verilen 13/07/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı … yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı … Belediye Başkanlığı yönünden ise yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; sürücüsü davalı …, araç maliki ve işleteni davalı … Belediye Başkanlığı olan vasıtanın yapmış olduğu kaza neticesinde davacının ağır yaralandığını, eşinin ise vefat ettiğini belirterek 20.000,00 TL destekten yoksun kalma ve 100.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı … yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, davalı … Belediye Başkanlığı yönünden ise yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 6099 sayılı Kanun ile değişik 110. maddesi ile; “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür.” düzenlemesi getirilmiştir. Yasada yapılan bu değişiklik metninden de anlaşılacağı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’ndan kaynaklanan sorumluluk davalarında motorlu araç işletenin kamu kuruluşu olması halinde dahi dava adli yargı mahkemelerinde görülecektir. Hal böyle olunca, davalı Belediye yönünden yargı yolu nedeniyle davanın reddi doğru değildir.
Öte yandan, Anayasamızın 129/5 maddesi ile; Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabileceği kabul edilmiş, 657 sayılı Kanun’un 13. maddesi de aynı mahiyette düzenlenmiştir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerin amacı, memurlar ile diğer kamu görevlerinin yetkilerini kullanırken doğan zararların idare tarafından karşılanması, bu suretle
hem memurların ve diğer kamu görevlilerinin dava baskısı altında tutulmadan görevlerinin gereklerini yerine getirebilmelerinin sağlanması hem de zarar gören üçüncü kişilerin zararlarının tazmini yönünden en üst düzeyde güvenceye kavuşmalarının teminidir. Ancak hemen belirtilmelidir ki, bir özel hukuk ilişkisi yaratılan veya özel hukuk düzenlemesinin bulunduğu ve sorumluluğun da bundan kaynaklandığı durumlarda Anayasanın 129/5. maddesi’nin uygulama alanı yoktur. Çünkü bu gibi durumlarda sorumluluğun kaynağı, memur ve kamu görevlisinin kamu hukukundan aldığı yetkinin kullanılması değildir. Kamu hukukundan alınan yetkinin kullanılması halinde dahi yasa bir özel hukuk ilişkisi oluşturmuşsa durum yine değişmeyecektir. Davaya konu olayın, bir trafik kazasından kaynaklandığı sabittir. Şu halde olayımızda sorumluluğun kaynağı özel hukuk alanına giren bir durum ile ilişkiden meydana geldiğine (haksız fiil) ve kamu görevlisi olan davalı …’un kamu hukukundan doğan yetkisini kullanması söz konusu olmadığına göre, Anayasanın 129/5. maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Mahkemece, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde davalı … hakkındaki davanın husumetten reddi de usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan tüm bu sebeplerle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.