Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2019/1875 E. 2021/3783 K. 28.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1875
KARAR NO : 2021/3783
KARAR TARİHİ : 28.06.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 22.12.2020 Salı günü davalı Hazine vekili … geldi. Davacı adına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin alacaklısı olduğu, dava dışı şirketin ise borçlusu olduğu Zonguldak 3.İcra Müdürlüğünün 2015/3633 esas sayılı takip dosyasında, icra takibinin kesinleştirilmesini müteakip şirket adına kayıtlı taşınmazların haczi için Zonguldak Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması için 03.09.2015 tarihinde talep açıldığını ve haciz müzekkeresinin aynı gün Zonguldak Tapu Müdürlüğü’ne gönderildiğini, daha sonra yapılan dosya incelemesinde, haciz müzekkeresinde tarih bulunmadığı için Zonguldak Tapu Müdürlüğü’nce borçluya ait taşınmazlar üzerine haciz işlemi tatbik edilmediğinin ve borçluya ait tüm taşınmazların satıldığının anlaşıldığını, icra dairesi görevlilerinin kusurlu eylemi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, uğranılan zararın davalı idareden tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı idare vekili; İcra ve İflas Kanununa göre, icra memurlarının görevini yerine getirirken alacaklının ve borçlunun vekili gibi değil tam bir tarafsızlıkla hareket etmesi gerektiğini ve takip hukukunun özel hükümlerine bağlı olduğunu, icra dairesinin üzerine düşeni yaptığını, gerekli müzekkereyi ilgili tapu dairesine gönderdiğini, müzekkerenin gereklerini yerine getirmenin tapu dairesinin uhdesinde olduğunu belirterek, yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davacı tarafından, takip başlatıldıktan sonra devredilen taşınmazlara ilişkin olarak tasarrufun iptali davası açılarak alacağın öncelikle bu suretle tahsil edilebileceği, kaldı ki davalı tarafça tarihsiz haciz müzekkereleri ile haciz işlemlerinin yapıldığına dair tapu kayıtlarının dosyaya sunulduğu, haciz müzekkeresinde tarih belirtilmese dahi haciz işleminin yapılabileceği, icra memuru tarafından taşınmazlar üzerine haciz şerhi işlenmesi hususunda haciz müzekkeresi yazılabilmesi için alacaklı vekili tarafından talepte bulunulması gerektiği, tapu müdürlüğü tarafından haciz talebinin reddedilmesinden sonra davacı tarafça yeniden haciz talebinde bulunulmadığı ve işlemi yapan icra memurlarının
kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine de bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince icra memuru tarafından taşınmazlar üzerine tekrar haciz şerhi işlenmesi hususunda haciz müzekkeresi yazılabilmesi için alacaklı vekili tarafından talepte bulunulması gerektiği, tapu müdürlüğü tarafından haciz talebinin reddedilmesinden sonra davacı tarafça yeniden haciz talebinde bulunulmadığı, işlemi yapan icra memurlarının kusurlarının bulunmadığı, kaldı ki, zaten haciz istenen taşınmazlar üzerinde başka dosyalardan konulan çok sayıda haciz şerhinin bulunduğu, haciz konulsaydı dahi davacının alacağına kavuşacağının ve satın alan şirket tarafından icra dosyasına ödeme yapılacağının ispatlanamadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına özellikle haciz istenen taşınmazlar üzerinde başka dosyalardan konulan çok sayıda haciz şerhinin bulunması, haciz konulsaydı dahi davacının alacağına kavuşacağının ve satın alan şirket tarafından icra dosyasına ödeme yapılacağının kesin olmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ve aşağıda dökümü yazılı 14,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 28/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.