YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1292
KARAR NO : 2019/3203
KARAR TARİHİ : 30.05.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 11/12/2013 gününde verilen dilekçe ile 5018 sayılı Kanun’dan kaynaklanan idari para cezasının tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava tarihinin 11/12/2013 olmasına rağmen, karar başlığında 16/03/2016 olarak yazılması mahallînde düzeltilebilir bir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve bozma sebebi yapılmamıştır.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’ndan kaynaklanan idari para cezasının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin kısmen kabule dair ilk kararı, Dairemizin 20/05/2015 gün, 2014/13082 esas, 2015/6453 karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak idari para cezasının tahsiline yönelik dava açılabilmesi için ilgili kamu idaresinin üst yöneticisi tarafından yönteme uygun olarak belirlenmiş, davalıya tebliğ edilmiş ve tebliğden itibaren yasal süresi içerisinde itiraz edilmemiş bir idari para cezasının bulunması, diğer bir ifade ile idari para cezasının istenebilir (muaccel) hale gelmiş olması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davalı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Ancak verilen ret kararı, ön koşul yokluğundan verilmiş bir karar olup usulden ret hükmündedir. Davalı yararına maktu vekâlet ücreti verilmesi gerekirken nispi verilmesi doğru değildir. Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden mahkeme kararının HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “…14.142,26 TL…” ifadesinin hükümden çıkartılarak, yerine “…1.800,00 TL…” ifadesinin yazılmasına, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 30/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.