Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/5317 E. 2019/3636 K. 27.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5317
KARAR NO : 2019/3636
KARAR TARİHİ : 27.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı …aleyhine 12/03/2015 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/11/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; avukat olduğunu, dava dışı müvekkili adına davalı aleyhine icra takibi başlattığını, takibin devamı sırasında müvekkilinin davalı ile harici olarak anlaştığını ve vekalet ücretini alamadığını belirterek alacak isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi uyarınca davalının, hem akdi vekalet ücretinden, hem de yargılama sonunda hasma tahmil edilecek karşı taraf vekalet ücretinden sorumlu olduğu belirtilerek istemin kabulüne karar verilmiştir.
Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde; “İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 05/10/2018 tarihli ve 2017/6 E. – 2018/9 K. sayılı kararında; Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde düzenlenen “ ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk ” hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin dahil olmayacağı belirtilmiştir.
Açıklanan yasal düzenleme ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun yukarıda anılan kararı uyarınca; her iki tarafın müteselsilen sorumlu olduğu avukatlık ücreti, davanın kazanılması ya da takibin sonuçlanması halinde, yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek olan ücrettir. Davacının kendi müvekkili ile arasındaki vekâlet ilişkisine göre hak ettiği akdi vekalet ücretinden, bu ilişkinin dışında bulunan davalı sorumlu tutulamaz.
Şu durumda; yanılgılı gerekçe ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre hesaplanan vekalet ücretinin yanı sıra, akdi vekalet ücretinden de davalının sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.