Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/5014 E. 2019/4376 K. 07.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5014
KARAR NO : 2019/4376
KARAR TARİHİ : 07.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 30/04/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/01/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Mahkeme gerekçeli kararında, dava tarihinin 30/04/2010 olarak yazılması gerekirken, 11/12/2015 tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle, bozma sebebi yapılmamıştır.
Dava, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan yersiz ödemelerin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı idare vekili, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını, ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığının tespit edildiğini belirterek, haksız ve yersiz yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, kendisine eksik para ödendiğini, gerçek zararının karşılanmadığını, bu durumun yapılacak keşifle ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 14/09/2015 gün, 2014/8290 esas ve 2015/9746 karar sayılı ilamıyla eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle araştırmaya yönelik olarak bozulmuş, mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmuş, alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; terör olayları nedeniyle köylerinin boşaltılmasından dolayı davalının uzun süre taşınmazına (evine) ulaşamaması nedeniyle zarar gördüğü iddiası ile tazminat talebinde bulunduğu ve idarece, imzalanan sulhname kapsamında davalıya ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının tazminat talep edebilmesi için 5233 sayılı Kanun’un 1. ve 2. maddesi açık hükmüne göre, zarar gören olması yeterli olup üzerine kayıtlı taşınmaz bulunması gerekmemekte ise de zilyetlik konusunda gerekli araştırma usulünce yapılıp değerlendirilmeden, özellikle davalının ceza yargılaması sırasındaki ifadesinde “…benim bildirdiğim yerler babam Mehmet’in evlerinin yanında kendime ait olan yerlerdir, benim köyde iki göz bir evim vardı…” şeklinde beyanda bulunduğu da gözetilmeksizin, davalıya ait dört gözden oluşan betonarme evi varmışçasına, evle ilgili olarak yapılan ödemenin de yerinde olduğu kabul edilerek, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 07/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.