Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/4165 E. 2019/4374 K. 07.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4165
KARAR NO : 2019/4374
KARAR TARİHİ : 07.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … Turizm Petrol Taşımacılık ve Dış Ticaret Ltd. Şti. vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve Tasfiye Hizmetleri (…) Genel Müdürlüğü aleyhine 03/07/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız el koymadan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava haksız el koyma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkili şirkete ait araçlara akaryakıt kaçakçılığında kullanıldığı iddiasıyla, taşınan motorine ise kaçak olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, ceza yargılaması sırasında aracın teminat karşılığı iadesine karar verildiğini, el konulan akaryakıtın ise … Tasfiye İşletme Müdürlüğü tarafından 23/09/2004 tarihinde satıldığını, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesince kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve akaryakıtın davacıya iadesine karar verildiğini ancak motorinin ceza yargılaması sırasında tasfiye yoluyla satıldığını belirterek, bu süreçte davacının uğramış olduğu zararın davalı idareden tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı idare vekili; kuruma atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, davacı şirketin motorin bedelinin ödenmesi için idareye hiçbir müracaatının bulunmadığını belirterek davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmünü amirdir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu tasarısının Adalet Komisyonunda yapılan görüşmesi sırasında tasarıya eklenen 3 ve 4. fıkralara ilişkin gerekçe incelendiğinde yasa koyucunun temsilde yanılma nedeniyle yapılacak taraf değişikliğini de madde kapsamında kabul ederek düzenleme yaptığı anlaşılmaktadır. Gerekçeye bakılmaksızın dahi; yasa koyucunun daha ağır usul hatası olan tarafın yanlış gösterilmesinde kabul edilebileceğini belirttiği iradi taraf değişikliğinin, diğerine göre daha hafif usul hatası içeren temsilde yanılma halinde de yapılabileceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle HMK’nın 124. maddesi temsilcide yanılma suretiyle tarafın hatalı gösterilmesi halinde de uygulanabilecektir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davanın Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerekirken, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Tasfiye Hizmetleri (…) Genel Müdürlüğüne yöneltilmiş olması temsilcide yanılma olarak kabul edilmelidir. Bu durumda, mahkemece öncelikle davacıya süre verilerek dava dilekçesinin Maliye Hazinesine tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.