Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/3766 E. 2019/214 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3766
KARAR NO : 2019/214
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … ve diğerleri vekili Avukat … tarafından, davalılar … Teknik İnşaat San. Tic. AŞ ve diğerleri aleyhine 17/07/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 12/12/2017 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 25/12/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalılar vekili Avukat … ile karşı taraftan davacılar vekili Avukat … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalılardan … ve Ortakları Adi Komandit Şirketi’nin arsa sahibi, diğer davalı … Ticaret Anonim Şirketinin ise hissedar ve müteahhidi olduğu gökdelen inşaatının temel hafriyat işlemleri sırasında yanlış inşaat teknikleri kullanıldığını, inşa edilecek binanın gökdelen olması sebebi ile kazı çalışmalarında daha derine inildiğini, etrafında büyük binalar olmasına rağmen bu binaların tam dibinden ve hiçbir tedbir almadan kazı çalışmasına başlandığını, bu nedenle komşu parselde bulunan davacıların da paydaşı olduğu binada kayma meydana geldiğini, belediye tarafından bina boşaltılarak mühürlendiğini, davalıların taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve işletme faaliyetlerini sürdürürken komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü olduğunu, davalıların yaptığı inşaat sebebiyle davacılara ait binada meydana gelen hasarın giderilmesi, binanın yeniden kullanılabilir hale gelmesi için yıkılıp yeniden yapılacağının veya esaslı surette tamir ve tadilat ile eski hale gelebileceğinin ve tüm bunlar için davacıların uğradığı zararın ne olduğunun tespiti ve oluşan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı … Ticaret Anonim Şirketi vekili; şirketin 10.06.2009 tarihi itibarı ile … ada … parseldeki hisselerini … Gayrimenkul Geliştirme İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne sattığını, usul hükümleri uyarınca davanın tapuda malik olan hissedarlar aleyhine açılması gerektiğinden ve davanın açıldığı tarihte malik olmayan davalı açısından husumet nedeniyle davanın usulü açıdan reddi gerektiğini, davanın bir yıllık zamanaşımı süresi sona erdikten sonra açıldığından zamanaşımı nedeniyle de reddini talep ettiklerini, davacılara ait yapının statik projesinin mevcut olmadığını, binanın deprem yönetmeliğine göre güçlendirilmesi gerekirken güçlendirilme yapılmamasının da hasarın bir diğer nedeni olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan binada hafriyata başlanılmadan evvel gerekli tedbirlerin alındığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk karar, Dairemizin 14/06/2016 gün, 2015/15885 esas ve 2016/7864 karar sayılı ilamı ile hükmün infazda tereddüt oluşturacak nitelikte olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemece, bozmaya uyulmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 122. maddesinde dava dilekçesinin, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edileceği ve davalının iki hafta içinde davaya cevap verebileceğinin tebliğ zarfında gösterileceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “ıslahın zamanı ve şekli” başlıklı 177. maddesinde ise ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar, sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği ve karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneğinin, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirileceği düzenlenmiştir.
Somut davada, davacılar davayı HMK 109. maddesi uyarınca kısmi dava olarak açmışlar ve yargılama aşamasında 19/02/2015 tarihli ıslah beyanını içeren dilekçe ile talep konusu miktarı arttırmış ve artırılan kısma ilişkin eksik harcı da ikmal etmişlerdir. Davalı … ve Ortakları Adi Komandit Şirketine ( yeni ünvanı … Tekstil ve İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi) sadece Yargıtay bozma ilamı tebliğ edilmiş ancak yukarıda belirtilen kanun maddeleri gereği usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi tebliği yapılmamış olup davalının hukuki dinlenilme ve savunma hakkı ihlal edilmiştir.
Şu halde; dava dilekçesi ve davacılar tarafından sunulan 19/02/2015 tarihli ıslah dilekçesinin davalı … ve Ortakları Adi Komandit Şirketine ( yeni ünvanı … Tekstil ve İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi) tebliği ile davalının hukuki dinlenilme hakkının kullanılmasına imkan verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … ve Ortakları Adi Komandit Şirketi ( yeni ünvanı … Tekstil ve İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi) yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı … Ticaret Anonim Şirketinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı … ve Ortakları Adi Komandit Şirketi yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesi 21/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.