Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/3607 E. 2018/5987 K. 08.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3607
KARAR NO : 2018/5987
KARAR TARİHİ : 08.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı Maliye Hazinesi vekili Avukat … tarafından, davalı … Maden San. Tic. AŞ aleyhine 07/07/2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/02/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl ve birleşen dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,birleşen dava yönünden ise hüküm kurulmamıştır; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili; maden ocağı işletme sahasının 7.120,85 hektarlık kısmına ilişkin ruhsatın 10 yıl süreyle davalı şirkete verildiğini, ruhsat sahasının 109,93 hektarlık kısmının ise rödovans sözleşmeleriyle davalı şirket tarafından dava dışı şirketlere devredildiğini ve çalıştırıldığını, ocak sahalarının kiralanması hususunda davacı kurumdan talepte bulunulmadığı gibi kiralama nedeniyle herhangi bir bedelin de ödenmediğini belirterek davalının iktisap etmiş olduğu haksız kira bedellerinin 14/06/2001 tarihinden itibaren davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Birleşen davada ise; aynı gerekçeyle davalının 02/12/2012 – 18/06/2004 tarihleri arasındaki dönemde iktisap etmiş olduğu haksız kira bedellerinin davalıdan tahsili isteminde bulunulmuştur.
Davalı şirket vekili asıl ve birleşen davada; davanın zaman aşımına uğradığını,müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğini,davacı idarenin dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacının ayrı bir kullanım bedeli talep edemeyeceğini, ruhsata dayalı faaliyette bulunan şirketinin fuzuli şagil sayılamayacağını, bu nedenle de ecrimisil talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı şirketin, alçı ocağı işletme ruhsatına sahip olduğu, faaliyetlerini dava dışı şirketler ile rödovans sözleşmesi akdederek yürüttüğü, kiralama olmaksızın davacı hazineye ait taşınmazda alçı ocağı işlettiği ve haksız kazanç elde ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen dava yönünden ise hüküm kurulmamıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden birleşen dava yönünden; … Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/05/2005 gün, 2005/25 esas ve 2005/156 sayılı ilamı ile aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunması, tarafları ve konusunun aynı olması sebebiyle dava dosyasının … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/27 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine ve yargılamanın bu dosya dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/27 esas sayılı dosyasında ise davanın idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş, anılan hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 04/05/2009 gün,2009/3832 esas ve 2009/5222 karar sayılı ilamı ile uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece,Yargıtay bozma ilamına uyulmasının ardından asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de birleşen dava ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi uyarınca tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hükmün sonuç kısmında ise , gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece açıklanan bu yasal düzenleme ve kanunun emredici hükmü gözetilmeksizin, asıl ve birleşen davalar iki ayrı dava olmasına rağmen, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.