Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/3225 E. 2018/6081 K. 10.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3225
KARAR NO : 2018/6081
KARAR TARİHİ : 10.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 02/10/2014 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 24/11/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin … Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, Danıştay 15. Dairesinin 26/12/2013 tarihli 2013/5985 esas ve 2013/12037 karar sayılı ilamı ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, vekalet ücretinin müvekkili tarafından ödenmesine karşın, davalı tarafından … 26. İcra Dairesinin 2014/18048 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibinin yapıldığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlık konusunun 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3. maddesi kapsamında olması sebebiyle mahkemenin görevsizliğine ve Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-l maddesinde tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için, taraflar arasında mal ve hizmet, vekalet, eser vs. bir hukuki ilişkinin olması gerekir. Eldeki uyuşmazlığın konusu taraflar arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklanmadığı, Danıştay 15. Dairesinin 26/12/2013 tarihli 2013/5985 esas ve 2013/12037 karar sayılı ilamında hasım olan taraflardan davalı lehine kararda kabul ve red oranına göre hüküm altına vekalet ücretinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple yukarıda belirtilen kanun maddesinde tarif edilen şekilde bir hukuki ilişki bulunmaması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen yönler gözetilerek işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.