Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/2929 E. 2018/7187 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2929
KARAR NO : 2018/7187
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … Yapı Mühendislik Bilgisayar ve Bilişim Tic. AŞ ve … aleyhine 12/02/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/11/2017 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 20/11/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşlemesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı şirket tarafından davacı sitenin komşu parselinde yapılan inşaat çalışması sırasında tedbirsiz ve dikkatsiz davranılması nedeniyle siteye ait istinat duvarının yıkılmasına neden olunduğunu belirterek uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ise, dava konusu olayda taraflarına kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, zararın davacı sitenin ana hat su boru hattının hatalı döşenmiş olması nedeniyle meydana geldiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı siteye ait duvarın, teknik olarak istinat duvarı özelliği taşımadığı, muhtelif tarihlerde siteye ait boru hattında meydana gelen patlak ve kaçaklar nedeniyle zeminin ağırlaştığı, drenaj ve tahliye kanalı bulunmaması nedeniyle biriken suların, harçsız ve bağlantısız olarak yapılan duvarın kaymasına ve çökmesine neden olduğu; zararın, davalının inşaat çalışmalarından kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 07/06/2017 tarihli ek raporunda; (akıcı) dolgu zemin olmadığı, dava konusu duvarın; davacı site yönetimine ait parselde yer alan ve en düşük kotta bulunan bina giriş kotu ile davalıya ait parsel sınırı arasındaki kot farkını düzeltmek ve otopark alanı kazanmak amacıyla basit şekilde, temelsiz, su tahliye drenaj kanalı olmadan ve kuru taş duvar olarak inşaa edildiği, bu duvarın yıkılmasına, davalı tarafından yapılan kazının
sebep olamayacağı, duvarın siteye ait su hattında meydana gelen su kaçağı ve yağışlar sonrasında zeminin ağırlaşması, drenaj ve tahliye kanalının bulunmaması nedeniyle zarar gördüğü şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı site yönetimi tarafından 14/09/2014 tarihinde meydana gelen olayın hemen akabinde, 29/09/2014 tarihinde zarar tespitinin mahkemeden istendiği, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/40 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonrasında, inşaat bilirkişi tarafından hazırlanan 08/10/2014 tarihli bilirkişi raporunda; “…sitenin komşu parselinde yapılmakta olan inşaatın kazı (hafriyat) çalışması sırasında, kazı derinliğinin dikkate alınmadığı, çalışma sırasında taş duvarın tabanından 3 metre daha aşağıya inildiği, herhangi bir önlem alınmadan kazı yapılması nedeniyle 15 metresinin tamamen çöktüğü, toplam 50 metre taş duvarın hasara uğradığı, duvarın yıkılması ile bahçede bulunan ağaçların, bahçe aydınlatma direklerinin ve kilitli parke yolun zarar gördüğü…” tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalı şirketin talebi üzerine … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/52 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonrasında hazırlanan 08/01/2015 tarihli inşaat bilirkişi raporunda ise; “…tespit dilekçesinde bahsi geçen siteye ait su borusunun 14/09/2014 tarihinde gece yarısı patladığına dair SASKİ Genel Müdürlüğü kayıtlarında herhangi bir belgeye ulaşılamadığı, önceki tarihlerde patlayan su borusunun çapı göz önüne alındığında mahalde mevcut ağırlık tipi taş duvarın yıkılmasına neden olacak şekilde su basıncına sahip olmadığı, meydana gelen göçüğün, taş duvarın altında yada çok yakınına kadar yapılan kazı nedeni ile gerçekleşmiş olabileceği, duvarın kendini tutucu ve bağlayıcı bir özelliğinin olmadığı, sadece ağırlık tipi istinat duvarı olduğu, site içi yolların davalının çalışma yaptığı komşu parsel ile ortak olan sınıra yakın noktalardaki yol bitimlerinde ve tretuar kanallarında yağmur tahliye kanallarının bulunmadığı…” tespitinin yapıldığı bildirilmiştir.
Şu durumda; davacı ve davalı tarafından yaptırılan tespit sonrasında alınan inşaat bilirkişi raporlarında, davalı tarafından yapılan inşaat çalışması sırasında kazı derinliğinin dikkate alınmadığının ve önlem alınmadan yapılan kazı çalışmasının duvarın çökmesine neden olduğunun belirtilmiş olması karşısında; mahkemece, duvarın teknik olarak istinat duvarı özelliği taşımadığı, yapımında yer alan eksiklikler nedeniyle yıkıldığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacıya ait yapıda bulunan eksiklikler, davacı tarafın müterafik kusurunu oluştursa da bu husus, tazminat miktarının belirlenmesinde indirim nedeni olarak dikkate alınabilir. Tazminat talebinin tümden reddinin gerekçesi olmaz. Bu nedenle, mahkemece; inşaat mühendislerinden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak; sonucuna göre, davacının zararının belirlenmesi gerekir. Eksik inceleme ile verilen kararın, açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle maddi tazminat yönünden BOZULMASINA, davalının manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.