Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/2781 E. 2018/6402 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2781
KARAR NO : 2018/6402
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı Maliye Hazinesi aleyhine 10/12/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız el koymadan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 08/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kendisine ait araca 21/02/2004 tarihinde 4926 sayılı kanuna muhalefet suçundan el konulduğunu, sanıklar … ve … hakkında soruşturma başlatıldığını, açılan kamu davasında sanıklar hakkında beraat kararı verildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacıya ait … plakalı aracın 21/02/2004 tarihinden 30/10/2014 tarihine kadar yediemin otoparkında kaldığını, aracın ticari … olduğunu ve kazanç kaybı da oluştuğunu belirterek, oluşan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, çünkü idarenin hizmet kusuruna dayanıldığını, davanın süresinde açılmadığını, ve olayla ilgili hazinenin kusuru bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Taraf sıfatına gelince, bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceğinden sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorundadır. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. O halde, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunludur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ruhsat malikinin davacı … olduğu, araca dava dışı sanık …’ın kullanımındayken kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiasıyla el konulduğu, sanık …’ın tüm ceza yargılaması boyunca aracın kendisine ait olduğunu, haricen satın aldığını belirttiği, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2004/178 esas ve 2006/1 karar sayılı ilamında da sanıkların beraatine ve sanık …’a ait … plakalı aracın sanık…’a iadesine karar verildiği, kararın temyizi ürerine Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından 18/01/2010 tarihli karar ile davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve aracın sahibine iadesine karar verildiği, bu karar sonrasında … ruhsat bilgilerinin dosya içerisine alındığı ve ceza yargılamasında hiç bahsi geçmeyen davacının ruhsat maliki olarak göründüğü için aracın kendisine teslim edildiği ve akabinde eldeki davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.
Şu halde mahkemece; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının aracın kayden maliki olduğu ancak ceza dosyası kapsamına göre aracın dava dışı … tarafından malik sıfatıyla kulanıldığı, onun kullanımındayken araca el konulduğu ve aracı haricen satın aldığı yönündeki beyanları birlikte değerlendirilerek … malikinin tespiti ile davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığının usulünce araştırılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA. Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.