Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/1694 E. 2018/8376 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1694
KARAR NO : 2018/8376
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … ve diğerleri vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 10/11/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/03/2016 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 25/12/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … geldi, karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyanın incelenmesinde, mahkeme gerekçeli kararı ve davacı tarafça verilen temyiz dilekçesinin davalı …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Şöyle ki, adı geçen davalıya mahkeme gerekçeli kararı ve davacı temyiz dilekçesi Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Dosyanın fiziken ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemesinde davalı …’ın TC. kimlik numarası sisteme işlenmediği için adres kayıt sistemi sorgulaması yapılamadığı, nüfus müdürlüğünden de adres araştırması yapılmadığı anlaşılmıştır. Tebligat Kanununun 21/2. maddesinde “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Tebligat Kanunu 35. maddesinde ise ” …kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Şu halde adı geçen davalının savunma hakkının sınırlanmaması için öncelikle adres kayıt sistemi adresi gerekirse ilgili nüfus müdürlüğünden sorularak tespit edilmesi, bu şekilde bir sonuç alınamazsa ancak o takdirde Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken doğrudan Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılması doğru olmamış, usulünce gerekçeli karar ve davacı temyizi tebliği yapılmak ve temyiz süresi dolduktan sonra gönderilmek üzere dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan ve gerekli yasal süre beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 25/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.