Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/1521 E. 2018/6005 K. 09.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1521
KARAR NO : 2018/6005
KARAR TARİHİ : 09.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar …, … ve … vekilleri Avukat …
tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 24/05/2011 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına bağlı yaralanma ile eşyada meydana gelen zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalıların temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Davacıların temyiz istemi yönünden;
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesinin birinci fıkrası hükmünce temyiz süresi onbeş gündür. Dosya içeriğinden ilamın temyiz edene 13/06/2016 tarihinde; karşı tarafın temyiz dilekçesinin ise 02/08/2016 da tebliğ edilmiş olduğu ve katılma yolu ile temyiz dilekçesinin uyap kanalı ile e imzalı olarak 08/09/2016 tarihinde gönderildiği görülmektedir. Her ne kadar temyiz süresinin bitmesinin adli ara verme zamanına tesadüf etmesi karşısında bu süre aynı kanunun 177. maddesi gereğince ayrıca bir karar vermeye lüzum olmaksızın ara vermenin bittiği günden itibaren yedi gün uzatılmış sayılırsa da temyiz dilekçesi belirtilen yedi günlük süre geçtikten sonra verilmiştir. Bu nedenle davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir
2) Davalıların temyiz itirazları yönünden;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
b) Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma ve eşya zararı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar vekili; davacılardan …’in sürücülüğünü yaptığı araca, 12/07/2009 tarihinde davalıların sürücü ve işleteni olduğu 34 FT 0064 plaka sayılı aracın çarpması neticesinde davacıların yaralandığını ve arkadan çarpmaya bağlı olarak bagajda bulunan eşyaların kullanılamaz hale geldiğini; olayda davalılardan …’ın tam kusurlu olduğunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporu ile tespit edilip, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/49 esas sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiğini, müvekkillerinin bu olay nedeniyle iş göremezlik, konaklama, çekici ücreti ve kullanılmaz hale gelen eşyalara ilişkin maddi ve manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 27/12/2013 tarihli davacılardan …’in geçici iş göremezlik süresine ilişkin raporu doğrultusunda düzenlenen hesap raporu; davacıların araçta bulunup zarar gördüğünü beyan ettikleri eşyalar yönünden sigorta eksperi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile ulaşım, çekici ve konaklamaya ilişkin sunulan belgeler hükme esas alınarak, maddi tazminat talebenin kabulü ile manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacılar, sigorta şirketi tarafından karşılanmayan tüm maddi zararlarını dava dilekçesi ile talep etmiş ve her birinin, aracın bagajında bulunup kullanılamayacak hale gelen eşyalara ilişkin maddi zararı 07/02/2012 tarihli dilekçe ile açıklanmıştır. Yargılama esnasında davacıların bu dilekçesi doğrultusunda sigorta eksperi bilirkişi tarafından, davacılara ait olup zarar gören eşyaların değeri hesap edilmiş ve bilirkişi raporunda belirlenen meblağ üzerinden, eşya zararına ilişkin sadece davacılardan … talebini 29/02/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırmıştır. Mahkemece, bilirkişi tarafından tüm davacılar yararına hesaplanan eşya zararının, davacılardan … lehine hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Şu durumda, usuli kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınarak, sadece davacılardan …’nın eşya zararı hesap edilerek, hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA; davalıların diğer temyiz itirazlarının yukarıda (2/a) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, davacıların temyiz dilekçesinin (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 09/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.