Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2018/1099 E. 2018/8113 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1099
KARAR NO : 2018/8113
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 23/10/2017 gün ve 2017/3819-2017/6202 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 310,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda yazılı ret karar harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine 19/12/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece, davanın esastan reddine dair verilen karar Dairemiz çoğunluğunca onanmış olup, davacı vekilinin karar düzeltme istemi de Daire çoğunluğunca ret edilmiştir.
Davacı vekili, davalının 18/01/2014 tarihinde … ili … ilçesinde aday tanıtım toplantısı sırasında yaptığı konuşmada; davacıya yönelik olarak küçük düşürücü, aşağılama içeren, gerçek dışı ifadeler kullandığını, böylece kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davalının 18/01/2014 tarihli konuşmasında; davacının hedef alınmadığını, kişiliğine yönelik herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığını, güncel olay ve olgular üzerinden değerlendirmeler yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dosya kapsamından; davacının 18/01/2014 tarihli … ili … ilçesinde yapmış olduğu konuşmada, “…Oğlunun bir vakfı var, adı …, bu vakıf ne iş yapıyor? Bu vakfa gelen paralar nereden geliyor. Senin oğlunun ne ayrıcalığı var? O da Allahın kulu. O’nun ayrıcalığı rüşvet toplama merkezinin başkanı olmasıdır…” şeklindeki sözlerin davalı tarafından söylendiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı, dava konusu sözlerin söylendiği tarihte anamuhalefet partisi genel başkanı olup siyasetçi sıfatını taşımakta, davacı ise ülkenin başbakanın oğlu olup, özel hukuk hükümlerine tabi bir vakfın üyesidir.
Davalının taşıdığı sıfat itibarıyla, ülkede meydana gelen yahut gelme ihtimali bulunan siyasi, ekonomik, sosyal ve toplumsal olaylarla ilgili görüş ve düşüncelerini açıklaması, gerektiğinde yönetim makamında bulunanlar aleyhine sert, incitici ve ağır eleştirilerde bulunması gerek Dairemizin gerekse AİHM’nin istikrar kazanmış uygulamalarında kabul edilebilir bir durum olmakla birlikte; davacının özel hukuk hükümlerine tabi bir vakfın üyesi olması, herhangi bir dokunulmazlığının bulunmaması gibi hususlar dikkate alındığında, davalının kendisini başka türlü ifade etme imkanı varken, doğrudan olgu isnadında bulunur tarzda, kesin yargı içeren şekilde beyanda bulunması nedeniyle özle biçim arasındaki denge bozulmuştur. Gerçekleşen eylem ile kamuoyunu bilgilendirme ve eleştirinin ötesinde davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu sabittir.
Bu nedenle, davacı yararına karar düzeltme isteminin kabulü ile uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, karar düzeltme talebinin reddine dair Dairemiz çoğunluğunun görüşüne katılmıyoruz.19/12/2018