Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2017/882 E. 2019/4237 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/882
KARAR NO : 2019/4237
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 09/10/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, hizmet kusuru nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı doktor tarafından hazırlanmış darp raporunun tıp etik kriterlerine uygun olmadığını, hazırlanan bu rapor nedeniyle hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, dava dışı eşinin kendisi hakkında uzaklaştırma kararı aldığını, rapor nedeniyle hakkında asılsız haberler çıktığını belirterek uğradığı manevi zararın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece,davalının düzenlemiş olduğu rapor nedeniyle yapılan idari tahkikat neticesinde uyarı cezası aldığını, davalının eylemi nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/3, 129/5, 657 Sy. K. 13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; … Devlet Hastanesinde doktor olarak görev yapan davalının, görevi sırasında ve görevinden dolayı davacıyı zarara uğrattığı ileri sürülmüştür. Davalı doktor kamu görevlisi olup, Anayasa’nın 129/5 ve Devlet Memurları Kanunu’nun 13/1. maddesi uyarınca doğrudan kendisine karşı dava açılması mümkün değildir. Davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir. Şu durumda davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 30/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.