Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2017/53 E. 2017/2142 K. 25.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/53
KARAR NO : 2017/2142
KARAR TARİHİ : 25.04.2017

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı aleyhine 25/12/2009 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, idari para cezasının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı bankanın 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesinde belirtilen eski hükümlü çalıştırma zorunluluğuna uymaması nedeni ile, banka aleyhine idari para cezası tahakkuk ettirildiğini ve tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, idari yaptırım kararlarının usulüne uygun olarak kesinleştirilmeden icraya konulduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda talebin kabulü ile takibin devamına ve alacağın likit olduğu gerekçesi ile icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
a)Dosya kapsamından, idari para cezaları kesinleşmeden takibe konulabilir ise de; idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleştiyse kesinleşme tarihi (temerrüt tarihi) belirlenerek faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
b)İcra inkar tazminatının kanuna konuluş amacı borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bu miktarı tayin edebilecek durumda olan borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine borcunu inkar etmesini önlemektedir. Bu itibarla; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun kendi başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.

Dosya kapsamından, idari para cezasının takip tarihinden önce kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Davalı borçlu tarafından alacak miktarının ve ödeme zamanının bilinebilir nitelikte olup olmadığı bu anlamda alacağın likit olup olmadığı araştırılmadan mahkemece icra inkar tazminatına karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a-b) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.