Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2017/5071 E. 2018/8097 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5071
KARAR NO : 2018/8097
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … İnş. Paz. San.ve Tic. Ltd. Şti. ve DSİ Genel Müdürlüğüne izafeten … 17. Bölge Müdürlüğü aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/02/2016 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı … İnş. Paz. San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı … Genel Müdürlüğüne izafeten … 17. Bölge Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 18/12/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı şirket vekili Avukat … ile karşı taraftan davacı vekili Avukat … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün temyizi yönünden;
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; … İli … İlçesinde … Deresi … Mevkiinde yaptırılan taşkın koruma işi ihalesinin davalı şirkete verildiğini, yüklenici firma tarafından çalışmalara engel olduğundan bahisle davacıya ait parselde bulunan muhtelif ağaç türünün sökülerek çalışmalara başlandığını, sökülen ağaçlara dair davalı şirket çalışanlarının da imzaladığı bir tutanak düzenlendiğini, ayrıca davacının talebi üzerine çalışma alanına gelen … Kaymakamlığı İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkililerince de yapılan tahribatın görülerek toplamda 147 adet ağacın tahrip edildiğine dair rapor düzenlendiğini, delil tespiti amacıyla yapılan keşif sonucunda da ziraat mühendisi bilirkişi tarafından zarar hesabı yapıldığını belirterek, müvekkilinin geçim kaynağı olan ağaçların sökülmesi nedeniyle oluşan zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili; dava konusu parselde davalı idarenin herhangi bir müdahalesinin söz konusu olmadığını, ağaçlara zarar veren kurum veya kişiler belirlenmeden dosyada aleyhlerine hüküm kurulamayacağını, davanın öncelikle husumet yönünden, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili; DSİ Genel Müdürlüğü 17. Bölge Müdürlüğü tarafından ihale edilen, … İli … İlçesi … Deresi … Mevki taşkın koruma işini ihale şartnamesi ve gerekli usul ve esaslar doğrultusunda çevreye zarar vermeksizin idare
yetkilisinin gözetiminde tamamlayarak teslim etmiş olduğunu, davalı şirket tarafından işin yapımı sırasında, çevresinde bulunan arsalarda tahribat yapılmadığını ve ağaçlara zarar verilmediğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, meyveli ağaçların geri kalan ekonomik ömründeki meyve zararı ve odun bedeli toplamını esas alan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü bir kamu tüzel kişiliği olup, kural olarak işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, idarenin yasa ile kendisine verilmiş bulunan görevi gereği gibi yerine getirmediği ileri sürülmüştür. Bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de verilen kararın neticesi olan birer idari eylemdir. 11/02/1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre de davalının eylemi nedeniyle açılan dava 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir. İdarenin görevini hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğinde olup hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı, İdari Yargılama Usulü Kanunun 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, davalı … Genel Müdürlüğü yönünden yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı … İnşaat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı zararının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda, davaya konu meyveli ağaçlar yönünden, ağaçların geri kalan ekonomik ömürdeki getirebileceği ürün değeri ve odun bedeli toplamının davacı zararı olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanununun 49. (818 sayılı BK’nun 41.) maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/12/1965 günlü ve 4/219 esas ve 448 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi meyveli ağaçların kesilmesinden veya bunların hayatiyetine son verilmesinden doğan zararın ne şekilde hesap edileceği konusunda Borçlar Kanun’unda bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda hayatın olağan akışı içerisinde oluşan hukuk kurallarının olaya uygulanması suretiyle adalete uygun bir sonuca ulaşmak gerekir. Meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerektiği kökleşen Yargıtay içtihatlarıyla belli olmuştur. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
O halde mahkemece yapılacak iş hem uzman, hem de yerin sürüm değerini bilen kişilerden seçilecek bilirkişiler eliyle yukarıda belirtilen esaslar uyarınca zararın gerçek miktarının tespit ettirilmesidir. Bu esaslara aykırı olarak (ağaçların getirebileceği ürün esasına göre) düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılıp karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Genel Müdürlüğü yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … İnşaat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yararına BOZULMASINA, davalı şirketin diğer temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalı şirket yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.