Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2017/3256 E. 2018/1593 K. 07.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3256
KARAR NO : 2018/1593
KARAR TARİHİ : 07.03.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 24/02/2014 gününde verilen dilekçe ile ziynet eşyalarının aidiyetinin tespiti ile aynen iadesi istenmiş, yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 24/12/2015 günlü kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22/03/2017 gün, 2017/251 esas ve 2017/1841 karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Davalılar vekilinin karar düzeltme istemi nedeniyle yapılan incelemede, temyiz isteminin duruşmalı olduğu anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulüne Dairemizin onama kararının kaldırılmasına, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verilerek, daha önceden belirlenen 20/02/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalılardan asil … ve vekili Avukat … ve davalı … vekili Avukat … ile karşı taraftan davacı asil ….ve vekili Avukat … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Davacı vekili, davacı …’nun eşi …’nun 21/07/2012 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davalı kardeşleri ile davacı eşi bıraktığını, Kayseri 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/10 Tereke sayılı dosyasında davacı ile ölen eşi adına kayıtlı olan banka kasasının açıldığını, kasada bulunan düğünde ve evlilikleri süresince ölen eş tarafından davacı eşe hediye edilen ziynet eşyaları ile elmas gerdanlığın tespitinin yapıldığını belirterek, anılan ziynet eşyaları ile elmas gerdanlığın davacıya ait olduğunun tespiti ile aynen teslimine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davalıların ölen kardeşleri …’na ait olan ve evlenmeden önceki şahsi birikimlerini ve kardeşlerine ait mücevherleri de muhafaza ettiği kasanın, davacı eş ile bir ilgisinin olmadığını, kasada bulunan elmas gerdanlığın davalılardan …’na ölen annesi tarafından verilmiş olup vefat eden kardeşine kasada muhafaza edilmek üzere teslim edildiğini, gerdanlık dışındaki diğer ziynet eşyalarının da aynı şekilde ölen anneleri tarafından vefat eden kardeşlerine kasada muhafaza edilmek üzere teslim edildiğini fakat kardeşlerinin ani ölümü nedeniyle davacının uhdesinde kaldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu ziynet eşyaları ve elmas gerdanlığın zilyetliğinin davacı … ve muris eşi Mehmet Kocabeyoğlu’nda bulunduğu, menkullerin ./..
niteliği itibariyle kadına ait olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, ziynet eşyaları ve elmas gerdanlığın muris Mehmet Kocabeyoğlu tarafından davacı eşine nişan ve düğün esnasında hediye edildiği ve bunun aksinin davalılarca ispat edilemediği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ”İspat” başlıklı 222. maddesinde, ”Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dilekçesi ve dosya kapsamından; davanın, davacı ve ölen eşi adına banka kasasında muhafaza edilen ziynet eşyaları ve elmas gerdanlığın davacı eşe ait olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürülüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemesinde görülür. Dava konusu uyuşmazlığın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca bir malın eşlerden birine ait olduğu iddiasından kaynaklandığı anlaşıldığına göre görevli mahkeme aile mahkemesidir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Şu durumda yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek hüküm kurulması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalılar yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalılardan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan tashihi karar harcının istek halinde geri verilmesine 07/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.