Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2017/3149 E. 2020/943 K. 26.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3149
KARAR NO : 2020/943
KARAR TARİHİ : 26.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-…AŞ vekili Avukat … 2-Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekili Avukat …

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … AŞ ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu aleyhine 25/02/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davacının davalılardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkiline ait Andırın … köyü …mevkii 113 ada 23 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan değirmenin, davalılardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından verilen lisans ile diğer davalı …. tarafından inşa edilen barajın faaliyete geçmesi nedeniyle çalışamaz hale geldiğini ve zarar gördüğünü belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacının değirmencilik işiyle uğraşmadığı, bu nedenle uğramış olduğu bir zararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalılardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, kamu kuruluşu olup; kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşımaktadır. Somut olayda, davalı idare tarafından diğer davalı şirkete verilen üretim lisansı ile yapılan baraj nedeniyle zarara sebebiyet verildiği iddia edildiğine göre; istemin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu kamu düzenine ilişkin olup, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, davalılardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu yönünden yargı yolu bakımından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacının davalılardan ….’ye yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Dosya kapsamından; 10/03/2016 tarihli celsede mahkemece, taraflara tahkikat aşamasının bittiği ve sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama günü için belirlenecek gün ve saatte hazır bulunmayanların yokluğunda yargılamaya devam olunarak hüküm verileceği hususu usulüne uygun şekilde bildirilmeden ve taraflara son sözleri sorulmadan hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 184 ve 186 maddelerinde tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılamaya yönelik olarak; hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği, tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılamaya ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında karar verileceği hususu bildirilerek, taraflara son sözlerinin sorulmasından sonra hüküm kurulacağı düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere Hukuk Muhakemeleri Kanunu 184 ve 186’ıncı maddelerinin açık ve emredici hükümlerine rağmen davalı tarafın savunma hakkını sınırlar mahiyette, tahkikatın tümü hakkında taraflara açıklama yapma hakkı tanınmaksızın karar verilmesi doğru bulunmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı … Kurumuna yönelik kısmının (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı … AŞ’ne yönelik kısmının BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.