Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2017/208 E. 2019/3547 K. 25.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/208
KARAR NO : 2019/3547
KARAR TARİHİ : 25.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 20/08/2015 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı ile davacı Bakanlık adına …Valiliği arasında 30/12/2010 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığını, Maliye Bakanlığı ile … arasında imzalanan 15/06/2011 tarihli protokol uyarınca, mülkiyeti Hazineye ait olup Sağlık Bakanlığına tahsisli aile sağlığı merkezlerinin aile hekimlerine kiraya verilebilmesi amacıyla Rayiç Bedel Belirleme Komisyonu tarafından aylık kira bedellerinin belirlendiğini, Aile Sağlığı Merkezinde 15/06/2011 tarihinden 28/02/2013 tarihine kadar aile hekimi olarak görev yapan davalının belirtilen süre zarfında kira bedelini ödememesi nedeniyle 4.106,67 TL kamu zararı meydana geldiğini, davalıya karşı başlatılan ilamsız takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, Bakırköy 12. İcra Müdürlüğünün 2015/4807 esas sayılı icra takibine yönelik davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; 15/06/2011 tarihinden itibaren aile hekimi olarak görevini ifa etmeye başladığını, ancak aile merkezine yönelik kira sözleşmesini ise 01/03/2013 tarihinde imzaladığını, istenilen bedelin ancak kira sözleşmesinin imzalandığı tarihten sonraki dönemler için geçerli olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacı idarenin talep ettiği dönemlere ilişkin taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunmadığı, davacı idarenin kendi rızasıyla sağlık ocağını aile hekimliğine tahsis ettiği, davalının ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; “Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları.. görürler.” Somut olayda, uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava, 14/10/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Şu halde mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.