Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/9279 E. 2018/6530 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9279
KARAR NO : 2018/6530
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı Yargıtay Ek Bina-1
Vekaletler Caddesi, No: 3 Bakanlıklar / ANKARA Doğa Kültür Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 02/07/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat ve kararın yayınlanması istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, kararın yayınlanması talebinin reddine dair verilen 10/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat ve kararın yayınlanması istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, kararın yayınlanması isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davacı K Yargıtay Ek Bina-1
Vekaletler Caddesi, No: 3 Bakanlıklar / ANKARA Doğa Kültür Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneğinin (KADOK) Kumluca Alakır Vadisinde yapılan HES inşaatlarına vadiye ve doğaya zarar vermesi nedeniyle karşı olduğunu, bu nedenle davalının temsilcisi olduğu şirket tarafından yapılan HES projesinin iptali için Antalya 2. İdare Mahkemesinde dava açtığını, bu davanın keşfi sırasında davalının yerel bir gazeteye röportaj verdiğini ve röportajın gazetede yayınlandığını, davalının verdiği röportajda davacı aleyhine kullandığı ifadelerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece; davalının davaya konu olan beyanlarının ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, sivil toplum kuruluşu olan davacı Dernek’i yöre halkı nazarında hedef gösteren ifadelerin davacının kişilik haklarına ve saygınlığına zarar verdiği gerekçesiyle manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, kararın yayınlanması talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı Dernek’in, davalının temsilcisi olduğu şirket tarafından yapılan HES projesinin iptali için Antalya 2. İdare Mahkemesinde dava açtığı, bu davanın keşfi sırasında yerel bir gazete muhabirinin de davacı dernek başkanı, yöre halkı ve davalıyla röportaj yaptığı, davalının verdiği demeçte “yöre halkının yapılan HES’lere karşı çıkmadığı, başta KADOK olmak üzere ülkenin kalkınmasını istemeyen ülkelerin konumunda olan yabancı lobi temsilcilerinin ve taşeronlarının istemediği” şeklinde beyanlarda bulunduğu, bu beyanların da 29/05/2014 tarihli gazetede yayınlandığı anlaşılmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre, ifade özgürlüğü demokratik bir toplumun en önemli temellerinden birisi olup, toplumsal ilerlemenin ve her kişinin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil etmektedir. AİHS’nin 10. maddesinin ikinci fıkrası saklı kalmak koşuluyla, ifade özgürlüğü yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran “bilgiler” ya da “düşünceler” için de geçerlidir, çoğulculuk, hoşgörü ve açık düşünce bunu gerektirir ve bunlar olmaksızın “demokratik bir toplum” olamaz. 10. maddede benimsenen ifade özgürlüğü bu şekilde olmakla birlikte, yine de bu dar bir yorum gerektiren istisnalar içermektedir ve bu hakkı kısıtlama ihtiyacının ikna edici bir biçimde ortaya konması gerekmektedir (Pakdemirli/Türkiye Başvuru no: 35839/97, 22 Şubat 2005).
Davaya konu olayın gelişim şekli ve davalı tarafından sarf edilen beyanlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu beyanların eleştiri sınırlarını aşmadığı, ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ayrıca beyanlarda kamu yararının da bulunduğu dikkate alındığında kişilik haklarına saldırıdan söz edilemez. Şu durumda; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.