Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/9086 E. 2018/6170 K. 15.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9086
KARAR NO : 2018/6170
KARAR TARİHİ : 15.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … ve diğerleri aleyhine 08/07/2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaza verilen zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, …1219 parselde bulunan tavuk çiftliğinin sahibi olduğunu, çiftliğin çevresinde yer alan 1217-1225- 1220-1221-1222 ve 1223 parsel sahibi olan davalıların, arazide bulunan toprakları gayri kanuni olarak satmaları sonucu zeminde bir kod farkı oluştuğunu, bu fark sonucunda yağmur yağdığı zamanlarda Gediz nehrinin taştığını ve usulsüz toprak alımı nedeniyle yaklaşık 2-3 metre derinlik oluşan arazilere su dolduğunu, bunun sonucunda da arazisine ait toprakların boşaltılmış olan araziye kaydığını, arazisini ve kümes binasını kaybetmekle karşı karşıya kaldığını belirterek, toprak kaybından kaynaklanan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile istinat duvarı bedelinin de her bir davalıdan ayrıca tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar, arazilerinden toprak satmadıklarını, bu satışların çok önceden yapıldığını, ayrıca bölgenin taşkın bölgesi olduğunu, davacının arazisinde meydana gelen zararla bir ilgilerinin bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının taşınmazı ediniminden sonra davalıların kot farkı oluşumuna dair bir eylemlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TMK m. 683’teki “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın “komşu hakkı” başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Diğer taraftan TMK’nın 749. maddesi gereğince her arazi maliki taşınmazının sınırının çit veya duvar gibi sınırlıklarla çevrilmesi için yapılan giderleri karşılamak zorundadır. TMK’nın 750. maddesi gereğince de bu giderlere kendi yararlanması oranında katılması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; dosya içeriği ve toplanan delillerden davacıya ait 1219 sayılı parsel ile bu parsele komşu olan ve davalılara ait 1217-1225- 1220-1221 parsel sayılı taşınmazlar arasında kot farkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri gereği davalıların eyleminden kaynaklanan bir zarar tespit edilememiş olsa dahi istinat duvarı yapımının zaruri bulunması halinde davacı ve davalı taşınmaz maliklerinin masrafları ortak olarak karşılamaları gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece uzman bilirkişilerden zararın giderilmesi için alınması gereken önlemlerin neler olabileceği konusunda yeniden rapor alınması, zararın giderilmesi için yapılacak masrafların belirlenmesi, tarafların bu masraflara müştereken katılmaları suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.