Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/9080 E. 2018/6577 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9080
KARAR NO : 2018/6577
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 16/11/2015 gününde verilen dilekçe ile internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının facebook hesabından müvekkiline hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, bu nedenle … 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/235 esas, 2015/646 karar sayılı dosyası ile cezalandırıldığını belirterek uğranılan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi uyarınca maddi olguyu tespit eden ceza mahkemesi kararıyla hukuk hakiminin bağlı olduğu, ceza yargılaması sonunda davalının isnat edilen hakaret suçundan cezalandırıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalının, dava dışı …’in yazısına yaptığı yorum ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğunun kabulü doğru değil ise de; dava konusu yorum nedeniyle davalı hakkında … 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/235 esas, 2015/646 karar sayılı dosyasında hakaret suçunu işlediği iddiasıyla yapılan yargılama sonunda, davalının adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmesi ve olay tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (BK’nun 53. maddesi) gereğince mahkumiyet kararlarının hukuk hakimini bağlaması karşısında davalının haksız fiilin unsurlarının gerçekleşmediğine ilişkin temyizi kabule şayan değildir.
Manevi tazminat miktarının değerlendirilmesine gelince;
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 58. maddesi hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; yorumun yapıldığı tarih ve yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı lehine daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.