Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/9045 E. 2018/6580 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9045
KARAR NO : 2018/6580
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 18/09/2013 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanun’dan kaynaklanan rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2330 sayılı Kanundan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının görevli polis memurunu kemik kırığına sebebiyet verecek ve on gün iş ve gücünden kalmasına neden olacak şekilde yaraladığını, olay nedeniyle mahkumiyetine karar verildiğini, polis memuruna 2330 sayılı Kanun gereğince nakdi tazminat ödendiğini belirterek ödenen tazminatın rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava dışı polis memurunun parmağını, kapıyı kapatması esnasında sıkıştırarak kırdığı, parmağının kırılması ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığı, ceza yargılaması sonunda da davalının yaralama suçundan beraatine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde, davalının … 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/1673 esas, 2012/1459 karar sayılı ilamı ile dava dışı polis memurunu basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı gerekçesiyle görevli memura etkin direnme suçundan cezalandırıldığı ve hükmün düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda; davalının eylemi nedeniyle dava dışı polis memurunun, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı hususunun dosya kapsamı ile sabit olduğu dikkate alındığında, davacının isteminin, bu yönüyle ve olay tarihindeki verilere göre değerlendirilerek rücu kapsamının ve tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 25/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.