Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/8818 E. 2018/6165 K. 15.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8818
KARAR NO : 2018/6165
KARAR TARİHİ : 15.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 03/02/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret eylemine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, internet yoluyla hakaret eylemine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalının sosyal paylaşım sitesi olan facebook üzerinden yaptığı paylaşımda müvekkiline yönelik hakarette bulunduğunu, davalının ceza mahkemesince cezalandırılmasına karar verildiğini, davalının sözlerinin eleştiri sınırlarını aşarak müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı; sosyal paylaşım hesaplarının herkes tarafından başkaları adına açılabildiğini, sözlerin kendisi tarafından yazıldığı kabul edilse dahi kişisel haklara saldırı olarak yorumlanamayacağını, yazıda davacının isminin geçmediğini, davacıyı tarif edecek ve ortalama bir okuyucuda yazının davacı hakkında yazıldığı kanısını uyandıracak bir tanımlamaya yer verilmediğini, ceza mahkemesince verilen kararın henüz kesinleşmediğini, doktor olan davacının uzun yıllar MHP ile anılmış bir kimse olduğunu, Türk Ocakları … İl Başkanlığı ve Kızılay … İl Başkanlığı görevlerini yürüttüğünü, yerel seçimler öncesinde anılan partinin adayları arasında isminin geçtiğini, ancak Kızılay İl Başkanlığından istifa dahi etmeksizin daha önce icraatlarını sert biçimde eleştirdiği AKP’den aday adayı olduğunu, davaya konu ifadelerin hakaret teşkil etmediğini ve eleştiri sınırları içinde kaldığını, siyasi kişilere yönelik eleştirilerin haksız eylem olarak kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine, yazının eleştiri sınırlarını aştığının düşünülmesi halinde ise kınama kararı verilmekle yetinilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu Facebook sosyal paylaşım sitesinde yazılan yazının yerel seçimlerden sonra seçimler güncelliğini yitirmeden yazıldığı, tarafların siyasi kişilikler olduğu, davacının konumu itibariyle sert eleştirilere katlanması gerektiği, yazıdaki ifadelerin sert ve ağır eleştiri düzeyinde olduğu, kullanılan yakışıksız ifadelerin davacıyı küçük düşürücü olmayıp, aksine sarf eden davalıya ait kişisel düşünce açıklaması, kişisel değer yargısı içeren ifadeler olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
… 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2015 gün, 2014/425 esas, 2015/1 karar sayılı kararının incelenmesinde; davaya konu paylaşım nedeniyle davalı hakkında hakaret suçundan ceza davası açıldığı, yapılan yargılamada her ne kadar sanık tarafından yazıda katılanın isminin geçmediği savunulmuş ise de, paylaşımın sosyal medya üzerinden katılanın belediye meclis adaylığı üzerine yapılmaya başladığı ve yazışmaların hemen hemen tamamında adının geçtiği, bu anlamda davaya konu ifadenin davacıyı hedef aldığının sabit olduğu ve katılanı küçük düşürücü, şeref ve haysiyetini ihlal edici nitelikte olduğu gerekçesiyle, davalının alenen hakaret suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Davaya konu edilen ve internet ortamında yapılan paylaşımın bir bütün olarak değerlendirilmesinde; davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak mahiyette olup, eleştiri sınırlarını aşacak boyuta varmıştır.
Mahkemece, davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.