Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/8606 E. 2018/6434 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8606
KARAR NO : 2018/6434
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar …ve diğerleri aleyhine 30/03/2009 gününde verilen dilekçe ile nitelikli yağma ve kasten adam öldürme nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davalı … velisi …’a yapılan gerekçeli karar tebliğinin incelenmesinde; veliye yapılan tebligatın usul ve yasaya uygun olmadığı, tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi hükümlerine göre velinin adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adresine yapıldığı anlaşılmıştır. Tebligatın usulüne uygun olabilmesi için anılan Kanun’un 10 ve 21/2. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tebligat Kanunu 10. maddesinde bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu 21/2. maddesinde ise; gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatabın o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılacağı düzenlenmiştir.
Açıklanan kanun maddeleri gereği davalı … velisi …’a yapılacak tebligat yönünden izlenecek yol; öncelikle Tebligat Kanunu 10. maddesi gereğince bilinen en son adrese tebligat çıkartılması, şayet bu adrese çıkan tebligat evrakı iade edilecek olursa adres kayıt sistemindeki adresine mernis adresi olduğuna dair şerh düşülmeksizin tebligat çıkartılması, bu tebligatta iade olunursa son aşamada Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre adresin adres kayıt sistemindeki adres olduğuna dair şerh düşülerek bu madde hükümlerine göre tebligat yapılması olup bu yol izlenmeksizin doğrudan “mernis adresi” şerhi düşülerek Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre gerekçeli karar tebliği doğru olmamıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 471. maddesinde, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de; özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûmiyet sebebine dayanan kısıtlılık hâlinin, kişinin hapis hâlinin sona erip cezaevinden çıkmasıyla birlikte kendiliğinden kalkacağı öngörülmüştür.
Şu durumda, mahkemece davalı …’ın tahliye olup olmadığı araştırılmalı, davalının tahliye olması durumunda gerekçeli karar bizzat davalıya tebliğ edilmeli, kısıtlılık hâlinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda ise, davalı … velisi …’a gerekçeli kararın yukarıda açıklandığı şekilde usulûne uygun tebliği sağlanarak yasal temyiz süresi beklenmelidir. Belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmesi için, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.