Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/8557 E. 2018/7745 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8557
KARAR NO : 2018/7745
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 26/08/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/12/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, babalığın inkar edilmesi ve şahsi münasebet kurulmaması sebebiyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun’da babalık davalarında maddi ve manevi tazminata ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Bu sebeple davanın dayanağını TMK’nın 24 ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 41 ve devamı maddeleri oluşturmaktadır.
Bir kişinin fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerlerine iradesi dışı saldırma sonucu meydana gelen eksilme ve kayıplar manevi zararı oluşturur. Bu tür kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Mer’i mevzuatta manevi tazminat verilebilecek olgular sınırlandırılmıştır. Bunlar kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi, isme saldırı, nişanın bozulması, evlenmenin feshi, babalığın benimsenmemesi, bedensel zarar ve öldürmedir.
Öte yandan, her dava açıldığı tarihteki maddi ve hukuki olgulara göre değerlendirilir. Dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların veya hukuksal durumdaki değişikliklerin derdest davalarda uygulanması mümkün değildir. Aksi halde böyle bir uygulama, hukuki güven ilkesi ile de bağdaşmayacaktır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, davacının boşanmış olmasına rağmen dava dışı eski eşi … ile birlikte yaşamaya devam ettiği, bu sırada davalı ile evlilik dışı ilişki yaşadığı, Atlas bebeğin bu ilişki sonucu doğduğu, doğumdan yaklaşık 15 gün sonra dava dışı eski eş tarafından tanıma işleminin gerçekleştiği, bundan yaklaşık 4,5 ay sonra da eldeki davanın açıldığı, 03/06/2013 tarihininde …’ün babalığının iptaline, 29/06/2015 tarihinde ise davalının babalığının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, iş bu davanın açıldığı 26/08/2011 tarihi itibarıyla davalının kendisinden olduğunu bildiği halde müşterek çocuğun babası olduğunu inkar ettiğini, yani babalığı benimsemediğini ispat edememiştir.
Hal böyle olunca, kanıtlanamayan manevi tazminat davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu sebeple usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının bozulması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararına iştirak etmiyoruz. 06/12/2018