Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/8397 E. 2018/6346 K. 18.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8397
KARAR NO : 2018/6346
KARAR TARİHİ : 18.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … (kendi adına asaleten, …’e velayeten) ve … vekilleri Avukat … ve Avukat … tarafından adli yardım talepli olarak, birleşen davada davacılar … ve diğerleri vekili Avukat … tarafından davalı … aleyhine 01/05/2008 ve 02/11/2009 günlerinde verilen dilekçeler ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece asıl davada adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen 29/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin karara yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Tarafların maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
a) Asıl ve birleşen davalar, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili; davacı …’in eşi, … ve …’in babası, … ve …’in oğlu, davacı … ve …’in kardeşi …’in, davalı tarafından öldürüldüğünü belirterek uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 03/11/2015 havale tarihli bilirkişi raporu benimsenerek, davalının davacıların murisini kasten öldürdüğü gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme esas alınan 03/11/2015 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; destek …’in oğlu olan …’in 20 yaşına kadar destek alabileceği belirtilerek destek zararı belirlendiği anlaşılmaktadır. Erkek çocukları için destek alma bakımından kabul edilen süre 18 yaşına kadar olup yüksek öğrenim nedeniyle 22 yaşına kadar uzayabileceği benimsenmektedir. Şu durumda; mahkemece davacı …’in eğitim durumu dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
b) Destekten yoksun kalma zararı belirlenirken 03/11/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, desteğin iş hayatına başlama yaşı, eğitim durumu, tanık beyanları ve ulusal meslekler endeksine göre diğer büro elemanları grubunda olduğunun kabul edildiği, ve TÜİK istatistik raporları nazara alınarak desteğin 2006 yılındaki aylık gelirinin asgari ücretin 2,22 katı olduğu belirlenerek hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından; tanıkların beyanlarında, desteğin 2005 yılından ölüm tarihine kadar gayri resmi şirket ortaklığının bulunduğunu ifade ettikleri, ancak desteğin mevcut sigorta kayıtlarından 04/09/1992 ila 26/07/1996, 10/07/1997 ila 28/02/1998, 23/05/2000 ila 30/10/2001 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığı, bu dönemlerde farklı zamanlarda nakliye, oto kiralama, alım ve satım işi ile uğraştığı anlaşılmaktadır. Şu durumda desteğin düzenli olarak şirket ortağı olmakla büro elemanı olduğundan ve destek tazminatının unsurlarından olan düzenli ve sürekli bir geliri olduğundan söz edilemez. Bu nedenle desteğin gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek bu miktara göre destekten yoksun kalma zararının belirlenmesi gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyecek biçimde resmi kayıtlar varken varsayıma dayalı olarak büro elemanı olduğu kabul edilerek buna ilişkin ücrete göre destekten yoksun kalma zararının belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 18/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.