Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/6452 E. 2018/7606 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6452
KARAR NO : 2018/7606
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 10/11/2014 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile birlikte olduğunu, dava dışı eşinden hamile kaldığını ve kendisine ait nüfus cüzdanını kullanarak sahte imza ile bir klinikte kürtaj olduğunu, eylemlerinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın davalıdan ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının davacıya karşı evlilik birliğini ya da cinsel sadakati gerektiren sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TBK’nun 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine TBK’nun 58. maddesinde “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.” Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı ve zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunmalıdır.
Dosya kapsamından, davalı … Life Tıp Merkezi’ne müracaat ederek, 18/10/2012 tarihinde düzenlenen taahhütname evrakına davacının kimlik bilgilerini kullanıp, davacı adına imza atmak suretiyle özel belgede sahtecilik ve kürtaj işlemini yaptırarak kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarını işlediği iddiasıyla hakkında açılan ceza davası sonucunda mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmakla, davalının davacıya ait kimlik bilgilerinin kullanılarak kürtaj işlemi gerçekleştirdiği sabittir. Buna göre, anılan olay sebebiyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği açıktır.
Şu durumda, somut olay ve davacı tarafından dava dışı eş aleyhine açılan boşanma davasında yukarıda anılan eylem nedeniyle manevi tazminata hükmedilmiş olduğu da dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/12/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY YAZISI
Somut olayda; davacı, evlilik birliği devam ederken, evli olduğunu bilerek eşiyle birlikte olan ve bu süreçte kendisine ait kimlik bilgilerini kullanarak özel bir sağlık kuruluşunda gayri resmi ilişki sonucu meydana gelen gebeliği sonlandırma işlemi (kürtaj) yaptıran davalıdan manevi tazminat isteminde bulunmaktadır.
Dosya içerisinde bulunan … 1. Aile Mahkemesinin 2014/245 esasına kayden görülen dava dosyasının ve 20/11/2014 tarihli ve 2014/937 sayılı gerekçeli kararın incelenmesinde, davacı ile dava dışı …’ın arasında görülen boşanma davası olduğu, adı geçen Mahkemenin boşanma davasının delillerinden olan kürtaj eylemi ile ilgili kabulü gerekçeli kararın değerlendirme bölümünün üçüncü ve yedinci paragraflarında şu şekildedir:
“…Davalının (…) eşinin (dosyamızda davacı) nüfus cüzdanını ele geçirerek sevgilisini (dosyamızda davalı) kürtaj yaptırdığı, Özel Tıp Merkezinin düzenlediği belgelerin mahkememize sunulması ile birlikte resmi evrak özelliğini kazandığı ve davalının (…) eylemi ile bu belgelerin sahte olarak düzenlendiği sonucuna varılmıştır.”
“…Davalının (…) davacıya (dosyamızda da davacı) karşı eylemleri ve bunun yanı sıra birlikte olduğu kadından (dosyamızda davalı) olan çocuğu aldırmak için ilgili tıp merkezine davacının kimlik belgesini ibraz etmesi aynı zamanda davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde görüldüğünden davacının duyduğu elem ve ızdırabın bir nebze hafifletilmesi için hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davacı lehine 20.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir.”
Anılan karar incelendiğinde, davacının kimlik belgesinin, davalının gebeliğinin sonlandırılması (kürtaj) işleminde kullanılması nedeniyle boşandığı dava dışı eşinden manevi tazminat aldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki hayatın olağan akışına göre, davalının, gayri resmi ilişki sonucu meydana gelen gebeliğini sonlandırmak amacıyla davacının kimlik belgesini ele geçirip özel sağlık kuruluşuna teslim etmesinin kabulü mümkün görülmemektedir. Bu eylemi gerçekleştiren kişi, – aile mahkemesinin alıntı yapılan gerekçeli kararında da belirtildiği üzere- eşinden (davacı) habersiz bir şekilde onun kimlik belgesini gebeliği sonlandırma (kürtaj) işleminde kullanan kişi dava dışı …’dır. Bu kabulün aksine dosyaya sunulmuş bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu haksız eylemden davalıyı sorumlu tutmak mümkün değildir.
Öte yandan, manevi tazminatın tekliği ve bölünemezliği ilkesi gereğince manevi zarar karşılığı olan manevi tazminat bölünerek istenemeyeceğinden ve uğranılan manevi zarar, yukarıda anılan boşanma davasında dava dışı … aleyhine kurulan hükümle karşılandığından, artık aynı olay nedeniyle manevi tazminat istenemez.
Bu itibarla; dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuki gerekçeye ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun bozma yönündeki değerli görüşlerine katılamıyoruz.05/12/2018