Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/5708 E. 2018/8389 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5708
KARAR NO : 2018/8389
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 31/12/2013 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının davalılardan …’e yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının davalılardan …’e yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, resmi nikahlı eşinin diğer davalı ile kendisini aldattığını, evlilik birliği devam ederken davalıların birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar arasında resmi evlilik ilişkisinin sürdüğü dönemde davacının kişilik değerlerine zarar verecek şekilde bir ilişkinin varlığı kanıtlanamadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa’nın 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabı’ndan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılır.
Dava konusu olayda davacı, 4721 sayılı TMK’nın 185. maddesinde belirtilen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaktan dolayı, davalı eşinden manevi tazminat talep etmektedir. Sadakat yükümlülüğü, evlilikle birlikte eşlerin tabi olması gereken bir yükümlülük olup, TMK’nın ikinci kitabının birinci kısmının 3. bölümünde düzenlenmiştir. Sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda, diğer eş açacağı boşanma davasında, boşanmaya neden olan bu olay nedeniyle kişilik hakkının saldırıya uğradığını ileri sürerek davanın fer’i mahiyetinde manevi tazminat talebinde bulunabilir (TMK 174/2).
Somut olayda; davacı, davalı eşinin sadakat yükümlülüğüne uymadığını ileri sürerek manevi tazminat talep etmiştir. Evlilik devam ederken birlik yükümlülüklerine uyulup uyulmadığını belirleme görevi aile mahkemesine aittir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her her aşamasında dikkate alınır.
Yerel mahkemece; açıklanan yönler gözetilerek, davalı … yönünden mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan … yönünden BOZULMASINA, davacının davalı …’e yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, davacının davalı …’e yönelik diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.