Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/3708 E. 2018/449 K. 25.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3708
KARAR NO : 2018/449
KARAR TARİHİ : 25.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 06/08/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminatın kısmen kabulüne dair verilen 10/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının, kendisini kasten yaraladığını ve hakaret ettiğini belirterek, oluşan maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı ise, iddianın yersiz olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacıya okey ıstakası ile vurmak ve hakarette bulunmak suretiyle, davalının gerçekleştirdiği haksız eylem sebebiyle davacının duymuş olduğu elem ve üzüntü ile orantılı olarak, davalının kusur durumu, tarafların sosyo-ekonomik durumu, hakkaniyet ilkesi ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
a-Dosya kapsamından; yargılama sırasında davacının dava konusu olay nedeni ile yaralanmadığını keza maddi tazminat talebinin de bulunmadığını beyan ettiği, bu şekildeki beyan yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince talep sonucunun daraltılması mahiyetinde olup, feragat niteliğinde olduğundan davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olduğu; ancak hüküm kısmında, bu hususun eksik bırakılarak kabul veya redde ilişkin hüküm kurulmaması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
b-Gerek Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (TBK 56), gerekse 49. maddesi (TBK 58) hükümlerine göre, hakimin manevi zarar adı ile hak sahibine vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, belirlenecek manevi zararın tutarını özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da
gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanun’un takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği TMK m. 4’de belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgür bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dosya kapsamından, olay tarihi, olayın gelişimi, davalının sarf ettiği sözler, davacının yaralanma derecesi ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmelidir, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-a-b) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.