Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/3325 E. 2018/8359 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3325
KARAR NO : 2018/8359
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 01/11/2013 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı … yönünden reddine, davalı … yönünden kısmen kabulüne dair verilen 24/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın davalı … yönünden reddine, davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı …’ın müvekkili ile evli olduğunu bildiği halde müvekkilinin eşi olan davalı … ile birlikte olduğunu, bu eylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davacının iddialarını kabul etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı … hakkında açılan davanın manevi tazminat isteme koşulları oluşmadığından reddine, davalı … hakkında açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalı … davacının eşi olup, dava konusu edilen sadakat yükümlülüğünün ihlali de evlilik birliği sürmekteyken meydana gelmiştir. Dava konusu eylemin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. ve 174/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi; 4721 sayılı Medeni Kanun’un İkinci Kitabı’ndan Üçüncü Kısım hariç olmak üzere (TMK.md.118-395, 5133 sayılı Kanun md.2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı, Geçici 1.maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli Aile Mahkemesi’ne devredileceğini hükme bağlamıştır. 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu hüküm altına alınmış olup, aynı Kanun’un 115. maddesinde ise dava şartlarının davanın her aşamasında incelenebileceği belirtilmiştir.
Şu durumda; uyuşmazlığın çözüm yeri aile mahkemesidir. Mahkemece görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilip karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.