Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/2073 E. 2018/6475 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2073
KARAR NO : 2018/6475
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 06/07/2009 gününde verilen dilekçe ile Orman Kanunu’na muhalefet nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı … vekili ile davalılar İstanbul Birinci İflas Rödovansçısı … Ferro Krom Maden İnş. Tur. San. Dış Tic. AŞ ve … vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi davacı vekili ve davalılar …, …, … ve … tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 23/10/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı … vekili Avukat … ile karşı taraftan davacı vekili Avukat … geldiler, diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalılar …, …, … ve …’in diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, Orman Kanunu’na muhalefet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, … Dağları mevkiinde faaliyet gösteren davalı şirkete tahsis edilen işletme ve pasa döküm sahalarında yapılan denetimde, ormanlık alanda izinsiz aşım yapıldığının tespit edildiğini, buna ilişkin 39652, 39653, 39663, 39664, 39665, 39666 ve 39674 numaralı suç tutanakları tanzim edilerek davalılar hakkında … Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/18 esas sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığını, davalıların haksız eylemleri sonucu meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, … Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/18 esas sayılı dosyasında davalılar …, …, … ve … yönünden verilen beraat kararının hukuk mahkemesini bağlamadığı, davaya konu 39652 ve 39653 numaralı suç tutanaklarıyla sınırlı olmak kaydıyla bu davalıların haksız fiil faili olarak sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle adı geçenler yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından olay tarihinde, davalı …, … ve …’in kamyon şoförü, davalı …’ın ise eskravatör operatörü olarak davalı şirket bünyesinde çalıştıkları anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesince, adı geçenlerin yaptıkları işin niteliği gereği izinli maden çalışma sahalarının, yolların ve pasa döküm alanlarının koordinatlarını bilmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği, beyanlarında; suç işleme kastıyla malzemeleri dökmediklerini ve kendilerine verilen emirleri yerine getirdiklerini savundukları, izinli çalışma sahalarının koordinatlarının tutanakla şirket yetkililerine teslim edildiği gerekçeleriyle anılan davalılar hakkında kast yokluğundan beraat kararı verilmiş, hüküm onanarak kesinleşmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. (6098 sayılı TBK’nın 74.) maddesi uyarınca, beraat kararı hukuk hâkimi yönünden bağlayıcı olmamakla birlikte, ceza mahkemesince tespit edilen maddi olgular ile hukuk hâkimi bağlıdır. Öte yandan delil olarak dayanılan ceza dosyası kapsamı da hukuk mahkemesince hüküm kurulurken değerlendirilmelidir.
Mahkemece, tazminatın dayanağının haksız fiil olduğu belirtilmiştir. Haksız fiilin subjektif unsuru olan kusur, insanın iradesine bağlı olarak ortaya çıkan bir davranış modelidir. Kusur, sorumluluğun kurucu unsurlarındandır. Buna göre; hukuka aykırı bir fiilin sorumluluk doğurabilmesi için kişinin kusurlu olması gerekir.
Şu halde; davalı …, …, … ve …’in sorumluluğuna gidilebilmesi için öncelikle zararın meydana gelmesinde kusurları bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Davalılar, şirket yetkililerinden aldıkları emir doğrultusunda faaliyette bulunduklarını ve çalışma yaptıkları alanların izin sahası dışında olduğunu bilmediklerini savunduklarına göre; bunu bilebilecek teknik yeterlilikleri olup olmadığı, alanların açıklık alan ve ziraat alanında kaldığına ilişkin tespitler ve özellikle ceza dosyası kapsamı değerlendirilerek kusur incelemesi yaptırılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
3- Tüm davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava dilekçesi ekinde bulunan tazminat raporlarında; idare zararının Orman Kanunu’nun 113 ve 114. maddeleri uyarınca hesaplandığı belirtilmiş olup 114. maddeye göre hesaplanan tazminat; ağaçlandırma gideri ve toprak taşıma bedelini içermektedir.
Mahkemece, davalıların izin sahaları dışındaki orman olarak tescilli alanlarda, dikiliden ağaç kestiklerine ve mevcut ağaçlara zarar verdiklerine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, bu nedenle 6138 sayılı Kanun’un 113. maddesi gereğince sorumluluklarının olmadığı, bu istemin reddi gerektiği, ancak aynı Kanunun 114. maddesi gereğince ağaçlandırma gideri ve aşım yapıldığı kabul edilen alanlardaki toprak taşıma masrafından sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar hakkında işgal ve faydalanma suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkemece de kabul edildiği üzere; davaya konu orman alanlarında davalıların açma yaptığına, ağaç kestiklerine dair haklarında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü olmadığı gibi, bu hususta dosya kapsamında ispata yeter nitelikte delil de bulunmamaktadır. Şu halde; davalıların 6831 sayılı Kanun’un 114. maddesi uyarınca, “ağaçlandırma giderinden” de sorumluluklarına karar verilemez.
Orman Kanunu’nun 92/3-4. maddesinde; başkaca bir zarar meydana gelmiş ise bu zararın genel hükümlere göre tazmin edileceği düzenlenmiş olup davalılar …, …, … ve … yönünden bozma ilamının (2) numaralı bendi saklı kalmak kaydıyla davalıların toprak taşıma bedelinden sorumlu tutulmalarında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak açıklanan nedenlerle, ağaçlandırma giderine ilişkin istemin reddi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar …, …, … ve … yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle tüm davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalılardan … yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.