Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/15481 E. 2019/313 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15481
KARAR NO : 2019/313
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … Telekomünikasyon AŞ aleyhine 24/09/2014 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanun’dan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2330 sayılı Kanundan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dışı polis memuru …’ın sevk ve idaresinde olan resmi plakalı araç ile çocuk şubeye doğru seyir halindeyken yol üzerinde bulunan ve davalıya ait olan ters dönmüş rögar kapağına aracın sol arka tekeri ile çarptığını ve yaralamalı zincirleme trafik kazası meydana geldiğini, kaza sırasında resmi araçta bulunan dava dışı polis memuru …’nın vücudunda orta derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını, kazada yaralanan dava dışı polis memuru …’ya 2330 sayılı kanun uyarınca tazminat ödenmesine karar verildiğini, davalının kusuru ile idare zararına sebebiyet verdiğini belirterek ödenen miktarın rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu olayla ilgili olarak davalının kusuruna ilişkin araştırma yapılmaksızın, olay tarihinde geçerli gösterge ve katsayılar esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davaya konu trafik kazasına ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/23731 soruşturma sayılı dosyası ile resmi araç sürücüsü olan dava dışı polis memuru … hakkında soruşturmaya başlandığı, yapılan soruşturma sonunda kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda yolun yapım ve bakımından sorumlu olan kuruluşun kusurlu ve sorumlu olduğu, sürücü …’ın kusurunun bulunmadığı, takibi şikayete bağlı olan taksirle yaralama suçu nedeniyle mağdurların şikayetçi olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece, haksız fiil tarihine göre zarar hesabı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; rücu davalarında kural, kişilerin kusurları oranında sorumlu tutulmaları esasıdır. Davacı, davalının kusuru oranında ödediği miktarın tazminini isteyebilir. Talebe uygun, fakat genel kurala aykırı olarak davalının kusur oranı belirlenmeden, zararın tamamından sorumlu tutulması doğru değildir.
Şu durumda; davalının, dava konusu olaydaki kusur durumunun belirlenerek, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı mülga BK 44. maddesi) uyarınca kusur oranına göre sorumlu tutulması gerekirken, eksik tahkikata dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.