Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/15199 E. 2019/149 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15199
KARAR NO : 2019/149
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 25/12/2006 gününde verilen dilekçe ile mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/06/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının, davalı …’a yönelik tüm, davalı … ile ilgili maddi tazminat istemine yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının, davalı … ile ilgili manevi tazminat istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava, mahkeme kararlarının hiç yahut gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/4. maddesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin … Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezbahalar Müdürlüğü görevini yürüttüğü sırada, dönemin belediye başkanı ve genel sekreter yardımcısı olan davalıların onayı ile yapılan müteaddit atama işlemlerine karşı, idare mahkemelerinde açtıkları davalarda verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının, davalılarca hiç veya gereği gibi yerine getirilmediğini, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; 02/01/2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının … AŞ’deki yönetiminin devam etmekte olduğu, denetim ve yönetim kurullarında yer almamasının kıdemine etkili olmadığı, bizzat kurumun işleyişinin takdirine kaldığı, bu takdirinden dolayı davalıların herhangi bir sorumluluğunun olmadığı, illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, dava dışı belediyede mezbahalar müdürü olarak görev yapmakta iken, davalı belediye başkanının onayı ile 03/11/1999 tarihinde bu görevinden alınarak veteriner işleri müdürlüğüne veteriner hekim olarak atanmıştır. Davacının, bu işlem aleyhine … 4. İdare Mahkemesinin 1999/1665 esasına kayden açtığı iptal davasında; 14/04/2000 tarihinde
yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Karar uyarınca davacının eski görevine iadesi gerekirken, 04/07/2000 tarihinde sağlık işleri şube müdürlüğüne ataması yapılmıştır. Bu işlem aleyhine … 4. İdare Mahkemesinin 2000/909 esasına kayden açılan davada; 29/09/2000 tarihinde yeniden yürütmenin durdurulmasına hükmedilmesi üzerine davacı eski görevine iade edilmiştir. Ancak yaklaşık beş ay sonra 19/04/2001 tarihli kararla bu defa da ambarlar müdürlüğüne atanmıştır. Davacı bu işlemin iptali için de dava açmış, … 4. İdare Mahkemesince 2001/516 esas sayılı davada 18/09/2001 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı verilmiş ve davacı 16/11/2001 tarihinde yeniden mezbahalar müdürlüğüne atanmıştır. Davacı görevine devam etmekte iken 28/01/2003 tarihinde bu kez, veteriner işleri müdürlüğüne bağlı şube müdürlüğüne görevlendirilmiştir. … 4. İdare Mahkemesinin 2003/127 esasına kayden açılan iptal davasında; 28/04/2003 tarihinde, bu işlemle ilgili olarak da yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Eski görev yeri olan mezbahalar müdürlüğü yerine 01/07/2003 tarihinde, bu müdürlüğe bağlı mezbahalar şube müdürlüğüne atanan davacı, bir kez daha idari yargıya başvurmuş ve yine yürütmenin durdurulması kararı almıştır. … 4. İdare mahkemesince açılan bu davalar sonucunda mahkemece, işlemlerin de iptaline hükmedilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, dava tarihinde yürürlükte bulunan 2577 sayılı İYUK’un 28/4. maddesidir. Anılan maddede; mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Davalı Büyükşehir belediye başkanı, yargı kararlarını süresinde ve gereği gibi uygulamak zorundadır. Davacı, idari yargı kararları ile defalarca görevine iade edilmesine rağmen, yukarıda özetlenen ve ita amiri olan davalı tarafından onaylanan atama tasarrufları ile yargı kararlarına karşı ısrarcı olunmuş, kararların hukuki sonuçlarını ortadan kaldırma ve aynen infazından kaçınma amacına yönelik şekli işlemler gerçekleştirilmiş ve yargı kararları etkisiz bırakılarak kararların gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, koşulları oluştuğundan davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin davanın reddine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … ile ilgili manevi tazminat istemi yönünden BOZULMASINA, davacının davalı …’a yönelik tüm, davalı … ile ilgili maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.