Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/15084 E. 2019/496 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15084
KARAR NO : 2019/496
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 19/06/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret sebebiyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, hakaret sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin şantiye şefi ve peyzaj teknikeri olarak davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında çalıştığını, davalı ve eşinin inşaatta çalışan diğer kişilerle de öncesinde tartışma yaşadığını, olay günü de davalının müvekkiline inşaatta çalışanlar önünde alenen hakaret ederek kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
TBK’nun 58. maddesi hükmüne göre, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; tarafların konumu, kullanılan ifadeler, olay tarihi, olayların gelişim şekli ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında, davacı yararına hüküm altına alınan tazminat miktarı az olup daha üst düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.