Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/14460 E. 2019/416 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14460
KARAR NO : 2019/416
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … Hamzalı Elektrik Üretim San. ve Tic. AŞ aleyhine 14/01/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/03/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, … ilçesi … köyü … sayılı parselde yer alan taşınmazı 2011 – 2012 üretim sezonunda kiralayarak kabak ektiğini, davalı şirketin … Hidroelektrik Santralinin su depolama bölümündeki kapakları açarak nehre fazla miktarda su bırakması nedeniyle oluşan taşkın sonucu ürünlerinin çürüdüğünü belirterek uğradığı zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı, taşkının ne zaman gerçekleştiğinin belirtilmediğini, zarar ile şirketin çalışması arasında illiyet bağının olmadığını, nehir yatağına su bırakmış olsa bile şirkete kusur atfedilemeyeceğini, taşkınların önlenmesinin DSİ’nin görev ve yetkisinde olduğunu, davacının taşkın nedeniyle zarar gördüğünü iddia ettiği 180 sayılı parsel üzerinde herhangi bir hakkı olduğunu belgeleyemediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın ne kadarlık kısmının hangi tarihten itibaren kiralandığının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesi) “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse, fiil ile zarar arasında illiyet bağı var demektir.
Dosya kapsamından, davaya konu zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, davalıya atfedilecek herhangi bir kusur olup olmadığı hususlarında araştırma yapılmadan karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, davacının ürünlerinin zarar görmesine davalının fiilinin neden olup olmadığı ve davalının fiili
neden olmuşsa kusurunun bulunup bulunmadığı hakkında gerekli araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.