Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/14281 E. 2019/26 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14281
KARAR NO : 2019/26
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 20/03/2015 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun’un 31. maddesi gereğince … Köyü Çiftçi Malları Başkanlığı Yönetim Kurulunun davalıya 25/11/2006 tarihli kararı ile 124 TL, 09/02/2011 tarihli kararı ile 1.144 TL, 10/04/2011 tarihli kararı ile 4.576 TL, 05/12/2011 tarihli kararı ile 4.290 TL, 25/03/2010 tarihli kararı ile 572 TL para cezası düzenlendiğini, davalının para cezalarına itirazı üzerine İl Murakabe Kurulunun 4.290 TL miktarındaki cezasını 3.750 TL olarak düzelttiğini, davalının para cezalarını ödemediğini, davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu alacakların amme alacağı olup, 6183 sayılı Kanun gereği takibatın amme idaresinin mahalli tahsil idaresince yapılacağını, ortada geçerli bir icra takibinin bulunmadığını, davaya konu uyuşmazlığın 4081 sayılı Kanun’un uygulama alanına girmediğini, söz konusu alanın orman arazisi olduğunu, bu konuda köy muhtarlığının ceza kesme yetkisinin bulunmadığını, söz konusu davaya konu cezanın ormanda hayvanlarını otlatırken kesildiğini, kimsenin malına zarar vermediği gibi orman arazisine ve ağaçlara da zarar vermesinin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar. Somut olayda, idari
para cezasının kesinleşmesinden sonra icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen idari para cezasının, artık yasal olup olmadığı yargılama konusu yapılamaz (YHGK’nın 2000/21-135 E, 2000/149 K.) ve kesinleşen idari para cezasından davalı sorumlu olup alacağın miktarı belirlenebilir (likit) niteliktedir.
Şu halde; takip konusu alacak likit olup davalı icra takibine itirazında haksızdır. Mahkemece, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerine, olaya uygun düşmeyen gerekçelerle icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) no’lu bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.