Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/14033 E. 2018/6179 K. 15.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14033
KARAR NO : 2018/6179
KARAR TARİHİ : 15.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … ve … vekili Avukat … tarafından, davalılar … Ambalaj San. ve Paz. Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhine 26/02/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı … Ambalaj San. ve Paz. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyanın incelenmesinde; davalı …’a gerekçeli karar ve davacı temyizine dair yapılan tebligatların Tebligat Kanunu 35. maddesine göre yapıldığı ancak usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Şöyle ki; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
7201 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun’a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 2. fıkrasına göre ise, adresini değiştiren kimsenin yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı …’a yapılan gerekçeli karar ve davacı tarafın temyiz dilekçesi tebliğinde yukarıda belirtilen yol izlenmeksizin doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uygulanmıştır.
Şu halde; adı geçen davalının savunma haklarının sınırlanmaması için öncelikle bilinen en son adresine tebligat çıkartılması, sonuç alınamazsa adres kayıt sistemindeki adresine “mernis adresi” şerhi düşülmeksizin tebligat çıkartılması, sonuç alınamazsa “mernis adresi” şerhi düşülerek Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılması gerekmektedir. Şayet adı geçen davalının adres kayıt sisteminde kaydı yoksa o takdirde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılabilecektir. Davalı …’a usulüne uygun olarak gerekçeli karar ve davacı tarafın temyiz dilekçesinin anılan usuller uygulanarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından bu eksikliğin giderilmesi için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
2-Davacı … davayı kendisine asaleten, kızı …’a velayeten açmış olup davayı açan Av. …’na vekalet verirken sadece kendi adına vekil tayin etmiştir. Şu halde davacı … yönünden dosyada usulünce verilmiş bir vekaletname bulunmamaktadır. Adı geçen davacının yargılama sırasında reşit olup olmadığı da gözetilerek usulünce düzenlenmiş vekaletname dosya içerisine alınmak üzere dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlanarak gerekli temyiz süresi beklendikten sonra, temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 15/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.