Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/13980 E. 2018/6331 K. 18.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13980
KARAR NO : 2018/6331
KARAR TARİHİ : 18.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … Bakanlığına … … temsilcisi … tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 09/05/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/03/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı idare temsilcisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Karar başlığında davacı kurumun adının eksik yazılmış olması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
2-Dava, 6831 sayılı Kanun’a muhalefet nedeniyle oluşan kurum zararının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiş; hühüm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalılar hakkında Orman Yasası’na aykırı eylemden dolayı düzenlenen suç tutanağıyla, ormanlık alanda yol yapımında görevli olan davalıların yol üzerine kaya kütlesi çıkması nedeniyle güzergah değiştirdikleri ve orman ağacı kesmek suretiyle kamu zararına neden olduklarının tespit edildiğini ve suç ihbarında bulunulduğunu, olay nedeniyle ceza yargılaması yapıldığını, mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 365. maddesinin ikinci fıkrasında kamu davasına katılanların şahsi haklarını isteyebilecekleri yönünde hüküm bulunduğunu, bu madde gereğince idare zararının mahkemece hüküm altına alınmasının talep olunabileceğini belirterek, uğranılan kamu zararının tazmin edilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalılardan …’in köy muhtarı, …’nın İl Özel İdaresinde kamyon şoförü, …’ın ise aynı kurumda iş operatörü olduğu, muhtar Muzeffer ile … Orman İşletme Müdürülüğü arasında bir yanlış anlaşılma olduğu bu nedenle güzergahın dışına çıkıldığı, güzergahtan çıkılan kısım için izin talebinde bulunulduğu, güzergahtan çıkma eylemi nedeniyle herhangi bir zararın meydana gelmediği, davacı kurumun davalıların kusurlarını ve kendi uğramış oldukları zararı ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; … Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/47 esas ve 2014/118 karar sayılı dosyasında davalılar hakkında davaya konu eylemleri nedeniyle “Yapacak Nitelikte …Ağaç Kesme, İşgal ve Faydalanma” suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda; sanık …’nın meydana gelen olayla bir bağlantısının olmadığı sadece diğer sanık …’ı çalışma yerine getirip götürmekle görevli olduğu, dolayısıyla sanıklara isnat edilen eylemi …’nın işlemediği sabit olduğundan sanığın CMK’nın 223/2-b maddesi gereğince, diğer sanıklar … ve …’in ise; yol yapımı sırasında güzergahtaki büyük kaya kütlesi nedeniyle, izinli güzergahtan saparak bir kısım orman emvalinin zarar görmesine sebebiyet verdikleri sabitse de; sanıkların suç işleme kastıyla hareket etmedikleri, sanık …’in Orman İdaresine gelip durumu izahı neticesi Orman Müdürünün tapu sahiplerinden izin almasını söylediği, sanığın da arazi sahibinden izin alıp yola devam etmesi için diğer sanık …’e talimat verdiği, mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan orman bilirkişisinin raporunda da bu hususun ortaya konulduğu ve izinli güzergahtan yolun yapılması durumunda mevcut hale göre daha fazla ağaç kesilmesinin gerekeceğinin rapor edildiği, sanıkların kendi menfaatleri doğrultusunda eylemde bulunmadıkları ve suç işleme kastıyla hareket etmedikleri sabit kabul edilerek isnat edilen suçlardan bu iki sanığın CMK’nın 223/2-c maddesi gereği ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, kararın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya gönderildiği ve kararın halen kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’ nın 74. maddesi (818 sayılı BK’nın 53. maddesi) uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir. Dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza mahkemesindeki davanın sonuçlanıp kesinleşmesi beklenmeli ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.