Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/13660 E. 2019/262 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13660
KARAR NO : 2019/262
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacının davalılardan …’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının davalılardan …’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, her iki davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı …’ın müvekkili ile evli olduğunu bildiği halde, diğer davalı ile birlikte yaşadığını,davalıların medya önünde birlikteliklerini açıkça beyan ettiklerini,medya aracılığıyla davaya konu olaydan müvekkilinin haberdar olduğunu,yıllardır aldatılan müvekkilinin kişilik değerlerinin ihlal edildiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların evlilik birliği devam ettiği süre içinde birlikte yaşadıkları konusunda inandırıcı, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabından doğan dava ve işlere Aile Mahkemesinde bakılır.
Dava konusu olayda davacı, 4721 sayılı TMK’nun 185/3. maddesinde belirtilen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaktan dolayı, davalı eşinden manevi tazminat talep etmektedir. Sadakat yükümlülüğü, evlilikle birlikte eşlerin tabi olması gereken bir yükümlülük olup, TMK’nun ikinci kitabının birinci kısmının üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda, diğer eş açacağı boşanma davasında, boşanmaya neden olan bu olay nedeniyle kişilik hakkının saldırıya uğradığını ileri sürerek davanın fer’i mahiyetinde manevi tazminat talebinde bulunabilir (TMK 174/2).
Somut olayda; davacı, davalı eşinin sadakat yükümlülüğüne uymadığını ileri sürerek manevi tazminat talep etmiştir. Evlilik devam ederken, birlik yükümlülüklerine uyulup uyulmadığını belirleme görevi Aile Mahkemesine aittir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
Yerel Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davalı … yönünden mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı …’a yönelik kısmı yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının bu davalıya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına davacının davalı …’a yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.