Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/13238 E. 2019/186 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13238
KARAR NO : 2019/186
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … tarafından, davalı … aleyhine 10/12/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/05/2016 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebligat yapılmasında dikkat edilmesi gereken husus; davalının tebligat adresinden geçici olarak mı ayrıldığı, yoksa sürekli olarak mı ayrıldığı konusunun netleştirilmesidir. Muhataba çıkan tebligat evrakında belirtilen adres, aynı zamanda adres kayıt sistemindeki adresi ise bu durumda; belirtilen adresten geçici olarak ayrılmışsa; Tebligat Kanunu 21/1.madde hükümlerine göre, sürekli olarak ayrılmışsa Tebligat Kanunu 21/2. madde hükümlerine göre tebligat yapılacaktır.
Dosya içerisindeki davalı …’a ait gerekçeli karar tebliğine ilişkin tebligat evrakının incelenmesinde; “muhatabın çarşıda olduğunu ve sürekli bu adreste oturduğunu beyan eden komşusunun imzadan imtina ettiği” şerhi ile tebliği edildiği ve fakat mezkur tebligatta komşu isminin açıkça okunamadığı, davacının temyiz başvuru dilekçesinin yine adı geçene tebliğine ilişkin tebligat evrakının incelenmesinde ise “muhatabın çarşıda olduğunu ve sürekli bu adreste oturduğunu beyan eden 3 numarada oturan komşusunun imzadan imtina ettiği” şerhi ile muhtara bırakılarak tebligatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu hali ile tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre yapılmış olup, gerekçeli karar tebliğ evrakında haber verilen komşunun kim olduğu anlaşılamamış; davacının temyiz başvuru dilekçesinin tebliğinde ise haber verilen komşunun kim olduğu belirtilmemiş, yalnızca kapı numarasının yazılması ile yetinilmiştir. Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 tarihli, E:12-765, K:730 sayılı kararında belirtildiği üzere böyle bir durumda tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kalmıştır.
Somut olayda, davalı adına Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlar, gerekçeli karar tebliğ evrakında haber verilen komşunun kim olduğu açıkça okunamadığından; davacının temyiz başvuru dilekçesinin tebliğinde ise haber verilen komşunun kim olduğu belirtilmeyip yalnızca kapı numarasının yazılması ile yetinildiğinden
usulüne uygun değildir. Bu nedenle gerekçeli kararın ve davacının temyiz başvuru dilekçesinin davalı …’a Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği gereğince usulüne uygun tebliği sağlanarak temyiz süresi beklenildikten sonra dosyanın temyiz incelemesi için yeniden gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.