Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/13173 E. 2018/7975 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13173
KARAR NO : 2018/7975
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 14/05/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 31/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde, “(1) Tarife’nin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarife’nin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarife’nin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Dosya incelendiğinde; davacının, davalının tarlasında açılan kanal nedeniyle kendi arazisindeki ürünlerin zarar gördüğünü belirterek uğradığı maddi zararın tazminini istediği, mahkemece meydana gelen zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davalının kendisini vekille temsil ettirmesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, maddi tazminat isteminin reddine karar verildiğine göre; kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına Tarife’nin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla Tarife’nin üçüncü kısmına göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı yararına vekalet ücretine hiç hükmedilmemiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasına “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden hesap edilen 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde yeni bir bent eklenmesine; davacının temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.