Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/13170 E. 2019/37 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13170
KARAR NO : 2019/37
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 19/10/2015 gününde verilen dilekçe ile tehdit ve hakaret nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 31/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının 44,40 TL’sinin davacıya, 240,00 TL’sinin de davalıya yükletilmesine, peşin alınan harçların bundan mahsubuna 14/01/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Dava, hakaret ve tehdit nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, kararı taraflar temyiz etmişlerdir.
TBK’nun 58’inci (818 sayılı Kanun 49’uncu) maddesi uyarınca, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; olayın gelişimi, niteliği ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinden hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Bu nedenle davacı yararına bozulması, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmemesi gerektiğini düşündüğümden, sayın çoğunluğun onama düşüncesine katılmıyorum. 14/01/2019