Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/13040 E. 2018/8156 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13040
KARAR NO : 2018/8156
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 05/03/2015 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanundan kaynaklanan rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2330 sayılı Yasadan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının sevk ve idaresindeki araç ile ana yola çıkmak isterken askeri araca çarptığını ve askeri aracın takla attığını, dava dışı jandarma personeli …’ın bu olayda yaralandığını, bu eylemi nedeniyle davalının ceza mahkemesinde yargılandığını ve cezalandırılmasına karar verildiğini, olayda yaralanan dava dışı jandarma personelinin başvurusu üzerine … Nakdi Tazmnat Komisyonu kararıyla tazminat ödendiğini belirterek yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte rücuen davalıdan tazminini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulü ile belirlenen tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğine ve istem de bu şekilde olduğuna göre bu paraya ödeme günüden itibaren faiz yürütülmesi gerekir.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde açıkça dava dışı jandarma personeline ödenen tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili isteminde bulunmuştur. Haksız fiilden doğan rücuen alacak istemi söz konusu olduğuna göre davalı da ödeme tarihinden itibaren yasal faizle sorumludur. Yerel mahkemece, talep edilen alacağın kendine özgü bu niteliği dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile ödeme tarihi yerine, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “…dava tarihinden…” sözcüklerinin çıkartılarak yerine “…ödeme tarihinden…” ifadelerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA 19/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.