Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/12779 E. 2018/7892 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12779
KARAR NO : 2018/7892
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 30/11/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, haksız şikayetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 04/05/2009 tarihinde davacının görevli polis memuru olarak trafik kontrolü yaptığını, davalının sevk ve idaresinde olan aracı durdurduğunu ve davalıya belgesiz araç kullanmaktan işlem yaptığını, ardından davalının Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak kendisinden rüşvet istendiğini, rüşvet vermeyince de hakkında idari para cezası uygulandığını belirterek şikayetçi olduğunu, davalının şikayeti üzerine davacı hakkında rüşvet istemek ve hakaret suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davalının bu eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde iftira suçundan yargılandığını ve cezalandırılmasına karar verildiğini, davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ayrıca davacının ceza mahkemesinde yapılan yargılamayı takip edebilmek için yol ve konaklama giderleri yaptığını, bu nedenle maddi zarara da uğradığını belirterek oluşan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ceza mahkemesi kararıyla davalının iftira suçunu işlediğinin sabit olduğu, bu nedenle davalının eyleminin şikayet hakkı sınırlarını aştığı ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, maddi tazminat yönünden de dava dilekçesinin ekinde sunulan belgelerle ortaya konulan zararın makul olduğu gerekçesiyle maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 324. maddesinin (1) numaralı fıkrasında “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her
türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Anılan düzenleme de dikkate alındığında, bir davada karşı tarafa yükletilmesi gereken yargılama giderleri, o davanın ayrıntısı niteliğinde olup; talep olmasa bile, mahkemece doğrudan (re’sen) asıl hükümle birlikte karara bağlanması gerekir. Buna bağlı olarak, yargılama giderine, ancak asıl davada hükmedilebilir. Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamaz.
Mahkemece, yukarıda açıklanan kurallara ve ilkelere aykırı olarak, davacının yol ve konaklama giderlerinden oluşan maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın gelişim şekli ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-a,b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/12/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Dava, haksız şikayetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; 04/05/2009 tarihinde davacının görevli polis memuru olarak trafik kontrolü yaptığını, davalının sevk ve idaresinde olan aracı durdurduğunu ve davalıya belgesiz
araç kullanmaktan işlem yapması üzerine davalının Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak davacıyı rüşvet istemek ve hakaret suçlarından şikayet ettiğini, davalının bu eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde iftira suçundan yargılanıp mahkum olduğunu bildirerek, davalının haksız şikayeti nedeniyle ceza mahkemesinde yapılan yargılamayı takip etmek için yol ve konaklama masrafı yaptığını bildirerek maddi ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat.
Mahkemece, davalının iftira suçundan mahkum olması esas alınarak şikayet sınırlarının aşıldığı gerekçesiyle, maddi tazminat yönünden dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerle ortaya konulan zarar makul görülerek maddi tazminat istemi kabul edilmiş; manevi tazminat istemi ise kısmen kabul edilmiştir.
CMK’nun 324/1. maddesi uyarınca “Harçlar ve tarifelerine göre ödenmesi gereken avukatlık ücreti ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla devlet hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.”
Dosya kapsamına göre, dava konusu olayla ilgili ceza yargılaması Mardin’de yapılmış olup, davacının sonradan tayin olduğu Samsun’dan Mardin’e yargılamayı takip için iki kez gittiği ve yol masrafı ile konaklama gideri yaptığı sabit olup, bu giderler ceza dosyasındaki CMK’nun 324. maddesi kapsamındaki yargılama giderlerinden olmayıp davacının olay nedeniyle uğradığı maddi zararıdır.
Kaldı ki, sunulan belgeler ve ceza mahkemesi içeriği birbirini doğrular nitelikte ve hüküm altına alınan 421,00 TL maddi tazminatın miktarı da makuldür. Bu nedenle sayın çoğunluğun (2/a) bendindeki bozma görüşüne katılmıyorum.12/12/2018