Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/12677 E. 2018/7896 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12677
KARAR NO : 2018/7896
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 14/12/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle reddine, mala zarar verme eylemi nedeniyle manevi tazminat davasının reddine dair verilen 16/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle reddine, mala zarar verme eylemi nedeniyle manevi tazminat davasının ise esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, tarafların komşu olup aralarında husumet bulunduğunu, 2012 yılının bahar aylarında davalının yumruk atmak suretiyle davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini, ancak davacı tarafından adli mercilere başvurulmadığını, bu olayın ardından davalının 04/12/2012 tarihinde davacıya ait arazinin kapısını kırdığını, davacının şikayeti üzerine davalının mala zarar verme suçundan cezalandırıldığını, davalının yaralama eylemi nedeniyle tedavisinin halen devam ettiğini, tüm tedavi masraflarının davacı tarafından yapıldığını ve davacının çalışma gücünden yoksun kaldığını ayrıca bu eylemler nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiğini belirterek oluşan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davacı asıl 16/06/2016 tarihli duruşmada, yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat, mala zarar verme eylemi nedeniyle de manevi tazminat talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalı, süresi içinde zamanaşımı defi’nde bulunmuş, esas bakımından da davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesindeki beyanlara göre yaralama eyleminin meydana geldiği tarihin 2012 yılının bahar ayları olduğu, bu nedenle davacının en geç bu tarihte zarardan ve tazminat yükümlüsünden haberdar olduğu, davanın TBK’nın 72. maddesinde düzenlenen iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı, mala zarar verme eyleminin de TBK’nın
58. maddesinde düzenlenen manevi tazminat takdirini gerektirir nitelikte kişilik hakkı ihlali oluşturmayacağı gerekçeleriyle yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle, mala zarar verme eylemi nedeniyle manevi tazminat davasının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 60/1. maddesi (6098 sayılı TBK m.72), haksız fiil nedeniyle tazminat davasının, zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağını düzenlemektedir. Aynı maddenin 2. fıkrasında da haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanununda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da (uzamış) ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının eyleminin olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunu oluşturduğu anlaşılmakta olup, uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, aynı Kanun’un 66/e. maddesi uyarınca beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda 8 yıldır. Eldeki dava da 14/12/2015 günü açıldığına göre ceza zamanaşımı süresi geçmeden açıldığı kabul edilmelidir.
Şu halde, açıklanan yönler gözetilerek, davalının zamanaşımı savunmasının reddiyle işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.