Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/12548 E. 2018/7916 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12548
KARAR NO : 2018/7916
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 14/12/2011 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın yargı yolu farklılığı nedeniyle görev yönünden reddine dair verilen 28/03/2013 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu farklılığı nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, … ilçesi, … köyü, … Mevkiinde bulunan hazine adına kayıtlı arsa vasıflı taşınmazın 15/04/1994 tarihinde … Malmüdürlüğü tarafından yapılan ihaleyle satıldığını, bu taşınmazın 09/10/1972 tarihinde kesinleşen orman tahdit alanında kalan ve satışının yapılması hukuken mümkün olmayan bir taşınmaz olduğunu, taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle tescil dışı bırakıldığını öğrenen satın alan şahısların orman kadastrosunun iptali, olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin tazmini talebiyle hazine aleyhine açtıkları dava sonucunda … Sulh Hukuk Mahkemesinin 15/10/2008 tarih ve 2007/427 esas, 2008/487 karar sayılı ilamı ile tazminat talebinin kabulüne karar verildiğini, bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini ve hükmedilen tazminatın davalı hazine tarafından ödendiğini, taşınmazın orman vasıflı taşınmaz içinde kalması nedeniyle bedeli yönünden hazine zararının oluşmadığını ancak yapılan yargılamada hüküm altına alınarak davacılara ödenen vekalet ücreti, yargılama gideri ve faizden oluşan toplam 3.147,63 TL idare zararının usulsüz satışın yapılmasından sorumlu olan malmüdürü … ile milli emlak memuru …’dan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, idari işlem ve eylemlerden dolayı açılacak olan tazminat davalarının kural olarak idari yargıda açılması gerektiğinden yargı yolu farklılığı nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi gereğince idari yargı yerinde ancak ilgili idari kurum dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz. Şu halde gerçek kişiler aleyhine açılan eldeki davanın görüm ve çözüm yeri idari yargı yeri değil adli yargı
yeridir. Mahkemece işin esasına girilip toplanan delillerle birlikte varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken açıklanan olgular gözetilmeden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 13/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.