Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/12524 E. 2018/7776 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12524
KARAR NO : 2018/7776
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 09/10/2014 gününde verilen dilekçe ile İİK’nun 5. maddesine dayalı maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, İİK’nun 5. maddesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, … 1. İcra Müdürlüğünün 2010/7889 sayılı dosyası ile takip edilen alacağın tahsili amacıyla dosya alacaklısına tanınan tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi çerçevesinde söz konusu takip borcundan sorumlu hale gelmesi üzerine ilgili icra müdürlüğünce 03.10.2011 tarihinde dosya hesabı yapıldığını, ancak faiz alacağının hesabı yapılırken değişen oranlar esas alınarak kademeli faiz hesabı yapılmak yerine takip talebinde belirtilen oran esas alınarak fazla faiz tahsil edilip dosya alacaklısına ödendiğini, durumun anlaşılması üzerine yanlış faiz hesabı sonucu fazla ödenen tutarın iadesi için alacaklıya muhtıra yazılmasını talep ettiklerini, ancak bu taleplerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini, bunun üzerine icra müdürlüğü işlemi hakkında şikayet yoluna başvurduklarını, … 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/574 esas sayılı dosyasında yaptırdığı bilirkişi incelemesi üzerine faiz hesabının yanlış yapılması sonucu 234.617,75 TL fazla para tahsil edilip dosya alacaklısına ödendiğinin belirlendiğini, mahkemenin taleplerini kabul ederek icra memuru işleminin iptaline karar verdiğini, kararın şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile bozulduğunu, ancak ilgili mahkemenin önceki hükmünde direnme kararı verdiğini, bu kararın ise temyiz edilmeyerek kesinleştiğini; bunun üzerine, dava dışı alacaklıya muhtıra gönderilip fazla ödenen paranın iadesi istenilmiş ise de dava dışı alacaklıdan herhangi bir taşınır ve taşınmaz para iadesinin sağlanamadığını, böylece faiz adı altında fazla tahsilat yapılmasına davalı idarenin memuru olan icra müdürünün kusurlu işleminin yol açtığını belirterek uğradığı zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, idarenin bir kusuru bulunmaması nedeniyle idareye husumet yöneltilemeyeceğini, iddia edilen zarar ile icra memurunun fiili arasında illiyet bağının da bulunmadığını, çünkü icra memurunun işlemlerinde yasaya aykırı bir durum olmadığını ve usule uygun işlemler nedeniyle haksız fiilin hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmemiş olduğunu, icra memurunun hukuka aykırı bir işlem veya eylemi bulunmadığından, davacının iddia ettiği zararın muhatabının idare olamayacağını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, icra memurunun faiz oranları değişkenlik gösterdiğinden değişen oranlara göre işlemiş faizi hesaplaması gerekirken tüm devre için %70 faiz oranını uygulayarak borçludan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre fazladan 234.614,75 TL tahsil edildiği, bu bedelin icra dosyasındaki alacaklıdan tahsil edilemediği, bu durumda davacının zararından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; … 1. İcra Müdürlüğünün 2010/7889 sayılı dosyası ile dava dışı …’in dava dışı …’a karşı icra takibine giriştiği, borçlunun itiraz etmemesi üzerine takip ve yapılan hesabın kesinleştiği, alacaklının haciz talebi üzerine borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarına haciz konulduğu, bu arada borçlu tarafından bir taşınmazın davacıya trampa edildiği anlaşılınca alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davası sonucunda takip borçlusu …’un eldeki dava davacısı …’na yaptığı trampanın muvazaalı olup alacaklının alacağını engellemek için mal kaçırmasına yönelik olduğu gerekçesiyle verilen tasarrufun iptali ile taşınmaz üzerinde alacaklıya cebri icra yetkisi verilmesine dair verilen karar üzerine, eldeki dava davacısının icra dosyasına ödeme yaptığı ve faiz hesabı yapılırken değişen oranlar esas alınarak kademeli faiz hesabı yapılması gerektiğinden bahisle fazla ödenen tutarın iadesi için icra müdürlüğünden alacaklıya muhtıra yazılmasını talep ettiği, talebin icra müdürlüğünce reddi üzerine … 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/574 esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece bilirkişi incelemesi sonucunda icra memuru işleminin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2013/17037 esas, 2013/25725 karar sayılı ilamı ile şikayetin yasal yedi günlük süreden sonra yapıldığı gerekçesi ile bozulması üzerine yerel mahkemece verilen direnme kararının temyiz edilmeden kesinleştiği; bunun üzerine icra müdürlüğünce, dava dışı alacaklıya muhtıra gönderilip fazla ödenen paranın iadesi istenildiği, dava dışı alacaklının herhangi bir taşınır ve taşınmazı bulunmadığının anlaşılması üzerine davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle, davacının icra dosyası borçlusu yerine geçerek yaptığı ödemeden dolayı icra takibine itiraz etmeyen ve takibin bu haliyle kesinleşmesine neden olan icra dosyası borçlusu sebepsiz zenginleşmiş, icra memurunun faiz hesabındaki hatası da şikayet yolu ile giderilmiş; davacının fazla ödediği faiz miktarını tahsil edememesi ile icra memurunun eylemi arasında da illiyet bağı da bulunmamaktadır. Şu durumda, dava dışı icra müdürünün takipte talep edilen ve borçlu tarafından itiraz edilmeyerek kesinleşen faiz oranı üzerinden dosya hesabı yapması nedeniyle herhangi bir kusuru bulunmadığı halde mahkemece davalı … Bakanlığının, davacının uğradığını iddia ettiği zarardan sorumlu tutulmuş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 10/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.